Şunu aradınız:: tuhaf (Türkçe - İngilizce)

tuhaf
strange

bu tuhaf.
it's bizarre.

tuhaf makine
skateboard chal

bu çok tuhaf.
that's so bizarre.

Çok, çok tuhaf.
it's totally strange.

tuhaf bir geceydi
it was a strange night.

bu sadece tuhaf.
that's just bizarre.

o, tuhaf birisi.
he is a strange person.

tuhaf, değil mi?
it's strange, isn't it?

açıklamam tuhaf görünebilir.
my explanation may sound strange.

bu, gerçekten çok tuhaf!"
this is indeed a strange thing!"

onun söylediği tuhaf görünüyor.
what she says sounds strange.

o, tuhaf bir soru sordu.
he asked an awkward question.

"tahmin edebileceğimizden daha tuhaf."
"queerer than we can suppose."

o tuhaf şeyi nerede buldun?
where did you find that strange thing?

böyle tuhaf bir kariyere sahibim.
so i have a strange career.

bunlardan hangisi size tuhaf geliyor?
now which one of these looks odd to you?

masiosare, tuhaf düşman, işte burada.
masiosare, the strange enemy, is here.

gençler çoğunlukla tuhaf giysiler giyerler.
teenagers often wear strange clothes.

tuhaf İngiliz aksanımı anlayabiliyor musunuz?
can you understand my quaint english accent?