Şunu aradınız:: getirmek (Türkçe - İspanyolca)

tom'u buraya getirmek isterim.
quiero traer aquí a tom.

askerler emirlerini yerine getirmek zorundadır.
los soldados deben cumplir sus órdenes.

allah'ın saptırdığını siz mi yola getirmek istiyorsunuz?
¿es que queréis dirigir a quien alá ha extraviado?

allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz?
¿es que queréis dirigir a quien alá ha extraviado?

panel boyutunu en büyük hale getirmek için bu ayırıcıyı kullanın
mueva este deslizador para establecer el tamaño máximo del panel

panel boyutunu en küçük hale getirmek için bu ayırıcıyı kullanınname of translators
mueva este deslizador para establecer el tamaño mínimo del panelname of translators

allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır.
alá quiere aliviaros, ya que el hombre es débil por naturaleza.

eğer eleştiri getirmek istenirse, bunlar sadece küçük detaylar hakkında olacaktır.
es una de las mejores cámaras que hemos probado nunca.

pentax k10d dijital kameraya bir eleştiri getirmek durumunda isek bunu ergonomisi konusunda yapardık.
si hemos de criticar alguna cosa de la pentax k10d, ha de ser la ergonomía.

duruma açıklık getirmek için kudüs'ten başlayarak sokak yemeği izine çıktık.
así que seguimos el rastro de la comida callejera para averiguarlo, comenzando en jerusalem.

allah'ın izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir.
ningún enviado, empero, puede traer un signo si no es con permiso de alá.

avrupa’yı iş için daha güvenli, daha sağlıklı ve daha verimli bir yer haline getirmek.
hacer de europa un lugar de trabajo más seguro, saludable y productivo

• ajans'ı daha yanıt verebilir ve daha esnek hale getirmek için yeniden yapılandırmak;
• reorganizando la agencia para que sea más capaz y flexible;

o gün saulun görevlilerinden edomlu doek adındaki baş çoban rabbin önünde dinsel görevini yerine getirmek üzere orada bulunuyordu.
aquel día estaba presente allí, detenido delante de jehovah, uno de los servidores de saúl, cuyo nombre era doeg el edomita, el principal de los pastores de saúl

Ürün fotoğraf çekme işlemini mümkün olduğunca basit hale getirmek üzerine yapılandırılmış bir model olduğundan detaylı ayar seçeneklerine yer verilmemiş.
la cámara está diseñada para fotografiar del modo más simple posible, de suerte que no incorpora elementos superfluos de ningún tipo.

garib, hükumet eğer batı değerlerini tacikistan'a getirmek istiyorsa başka açılardan batı hükumeti gibi davranması gerektiğine inanıyor.
garib, por otra parte, piensa que el gobierno debería actuar, en otros sentidos, como una autoridad occidental si es que quieren traer valores occidentales a tayikistán.

danıșmanlar genellikle profesyonel faaliyetlerini kendi ülkelerinden yürütmeye devamederler ve brüksel’e sadece vekillik görevlerini yerine getirmek üzere giderler.
por regla general, los consejeros no fijan su sede en bruselas para desempeñar sumandato, sino que siguen ejerciendo su actividad profesional en sus países respectivos.

topu fare tıklaması ile ateşlemek istiyor musunuz? evet cevabını verirseniz fare imleci oyunda kaybolacaktır. İmleci geri getirmek için oyunu duraklatın.
¿quiere disparar la bola al pulsar el ratón? si responde que sí, el juego robará el cursor del ratón. pause el juego para recuperar el cursor.

davut tanrının antlaşma sandığını kiryat-yearimden geri getirmek için mısırdaki Şihor irmağından levo-hamata kadar bütün İsraillileri topladı.
entonces david reunió a todo israel, desde sijor en egipto hasta lebo-hamat, para traer de quiriat-jearim el arca de dios

rab, ‹‹doğru gördün›› dedi, ‹‹Çünkü sözümü yerine getirmek için gözlemekteyim.›› birbirini çağrıştırıyor.
y jehovah me dijo: --has visto bien, porque yo vigilo sobre mi palabra para ponerla por obra