Şunu aradınız:: su ve ates (Türkçe - İtalyanca)

kaynar su ve irin (tadarlar).
eccetto acqua bollente o liquido infetto.

yalnız kaynar su ve irin (içerler);
eccetto acqua bollente o liquido infetto.

İşte onu tatsınlar: kaynar su ve irin.
così sarà. e allora che assaggino acqua bollente e acqua fetida

ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).
eccetto acqua bollente o liquido infetto.

İşte bu; kaynar su ve irindir. onu tatsınlar
così sarà. e allora che assaggino acqua bollente e acqua fetida

İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar.
così sarà. e allora che assaggino acqua bollente e acqua fetida

İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir.
così sarà. e allora che assaggino acqua bollente e acqua fetida

kaynar sudan ve irinden başka.
eccetto acqua bollente o liquido infetto.

10 / aÇa İŞaretler 2009 / İklİm deĞİŞİklİĞİne uyum saĞlama: su ve kuraklik
10 / segnali ambientali 2009 / adattamento al cambiamento climatico: acqua e siccitÀ

orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
eccetto acqua bollente o liquido infetto.

tatlı su ve biyolojik çeşitlilik anlamındaki kaynakları, ülkeyi bölgenin başlıca doğal rezervlerinden biri haline getirmektedir.
le risorse del paese in termini di acqua dolce e di biodiversità ne fanno uno dei principali serbatoi naturali della regione.

modern, yoğun tarımın hava, su ve toprak kullanımı ve kirliliği bakımından genellikle olumsuz bir etki si olmuştur.
le moderne pratiche di agricoltura intensiva spesso hanno un impatto negativo sia in termini di sfruttamento che di inquinamento dell’aria, dell’acqua e del suolo.

yürürlüğe giren: twc’ye su ve sağlık protokolü; clrtap’ye yer seviyesindeki ozon protokolü
entrata in vigore: protocollo sull’acqua e sulla salute della cat; protocollo sull’ozono a livello del suolo della clrtap

aÇa İŞaretler 2009 / İklİm deĞİŞİklİĞİne uyum saĞlama: su ve kuraklik / 13 en etkili yollarından biridir.
segnali ambientali 2009 / adattamento al cambiamento climatico: acqua e siccitÀ / 13

ayrıca bunu toprak, su ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerin yanı sıra sera gazı emisyonları da dahil olmak üzere, çevreye olan tüm etkileri göz önüne alacak şekilde yapalım.
e soprattutto si dovrà farlo tenendo conto di tutti gli impatti ambientali, compresi gli effetti sul suolo, sull’acqua e sulla biodiversità, nonché sulle emissioni di gas a effetto serra.

8 geçtiğimiz yıllarda avrupa suları ve kıyılarında can kaybı, yaralanma ve kirlilik konularında çok ciddi sonuçlara yol açan bir kaç deniz kazası yaşanmıştır.
8 negli ultimi anni le acque e le coste europee hanno subito diversi naufragi che hanno provocato gravi conseguenze in materia di vittime e inquinamento.

ve öyle bir mabuttur o ki iki denizi akıtmıştır; bu, tatlı ve içilecek sudur ve şu, tuzlu ve acı su ve aralarında da bir sınır, birbirlerine karışmalarına imkan bulunmayan bir engel halk etmiştir.
egli è colui che ha fatto confluire le due acque: una dolce e gradevole, l'altra salata e amara, e ha posto tra loro una zona intermedia, una barriera insormontabile.

İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.
ecco coloro che sono stati abbandonati alla perdizione per quel che avranno fatto. saranno dissetati con acqua bollente e avranno un castigo doloroso per la loro miscredenza.

12 / aÇa İŞaretler 2009 / İklİm deĞİŞİklİĞİne uyum saĞlama: su ve kuraklik şekilde, tesisi inşa eden yerel su işleri müdürlüğü, sızdıran borular ve kötü altyapı yüzünden her gün milyonlarca litre temiz içme suyunu kaybetmektedir.
12 / segnali ambientali 2009 / adattamento al cambiamento climatico: acqua e siccitÀ sotterranee sull’isola.