İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
tedy počnete říci: jídali jsme a píjeli před tebou, a na ulicech našich jsi učil.
‹‹o zaman, ‹biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim sokaklarımızda öğrettin› demeye başlayacaksınız.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
a však nepřistupovali ti kněží výsostí k oltáři hospodinovu v jeruzalémě, ale jídali chleby přesné mezi bratřími svými.
tapınma yerlerinin kâhinleri, yeruşalimdeki rabbin sunağına çıkmaz, ancak öbür kâhinlerle birlikte mayasız ekmek yerlerdi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
přesto Židé a knížat půl druhého sta osob, a kteříž přicházeli k nám z národů okolních, jídali u stolu mého.
Çevremizdeki uluslardan bize gelenlerin dışında yahudilerden ve yetkililerden yüz elli kişi soframa otururdu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i zdržel jej tchán jeho, otec té děvky, tak že pozůstal u něho za tři dni. tu také jídali i píjeli i nocovali.
yanında alıkoydu. adam onların evinde üç gün kaldı, onlarla birlikte yedi, içti ve orada geceledi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ti, kteříž jídali rozkošné krmě, hynou na ulicích; kteříž chováni byli v šarlatě, octli se v hnoji.
Çöp yığınlarını kapışır oldular.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
rozpomínáme se na ryby, jichž jsme dosti v egyptě darmo jídali, na okurky a melouny, též na por, cibuli a česnek.
‹‹mısırda parasız yediğimiz balıkları, salatalıkları, karpuzları, pırasaları, soğanları, sarmısakları anımsıyoruz.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
po skonání pak desíti dnů spatříno jest, že tváře jejich byly krásnější, a byli tlustší na těle než všickni mládenci, kteříž jídali pokrm z stolu královského.
on gün sonra dört genç kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
s syny pak barzillai galádského učiníš milosrdenství, tak aby jídali spolu s jinými při stole tvém; nebo tak podobně ke mně přišli, když jsem utíkal před absolonem bratrem tvým.
‹‹gilatlı barzillayın oğullarına iyi davran, sofranda yemek yiyenlerin arasında onlara da yer ver. Çünkü ben ağabeyin avşalomun önünden kaçtığım zaman onlar bana yardım etmişlerdi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i kladli jemu zvláště, a jim obzvláště, egyptským také, kteříž s ním jídali, obzvláštně; nebo nemohou egyptští jísti s Židy chleba, proto že to ohavnost jest egyptským.
yusufa ayrı, kardeşlerine ayrı, yusufla yemek yiyen mısırlılara ayrı hizmet edildi. Çünkü mısırlılar İbranilerle birlikte yemek yemez, bunu iğrenç sayarlardı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
a tak bylas ozdobena zlatem a stříbrem, a oděv tvůj byl kment a roucho hedbávné, a proměnných barev roucho. běl a med a olej jídala jsi, a krásná jsi učiněna velmi velice, a šťastněť se vedlo v království,
altınla gümüşle süslendin; giysilerin ince ketenden, pahalı, işlemeli kumaştandı. İnce unla, balla, zeytinyağıyla beslendin. gitgide güzelleştin, krallığa yaraştın.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: