Şunu aradınız:: and unlucky of me (İngilizce - Türkçe)

part of me
bir parçam

and there's two of me.
ve benden iki tane var.

beware of me!”
[7,41; 29,55]

have fear of me".
ben de sizin rabbinizim, öyleyse bana karşı gelmekten sakının!

they made fun of me.
onlar benimle alay ettiler.

how stupid of me!
ne kadar aptalım!

it became part of me.
ve bu, benim bir parçam haline geldi.

and those sweet potatoes became part of me.
dolayısıyla o tatlı patatesler benim bir parçam oluyorlardı.

don't let go of me.
beni bırakmayın.

he sat in front of me.
o, önümde oturdu.

is that a picture of me?
o benim bir resmim mi?

he asked a favor of me.
o benden bir iyilik istedi.

why does everyone get rid of me?
niye herkes benden kurtulmak istiyor?

don't expect too much of me.
benden çok şey bekleme.

could you do this instead of me?
benim yerime bunu yapar mısın?

he took pictures of me with his camera.
kamerayla resimlerimi çekti.

i don't care what will become of me.
bana ne olacağı umurumda değil.

bosnia is inside of me, like blood."
bosna benim içimde, kan gibi."

it's sort of "me," not "we."
bu bir çeşit "ben", "biz" değil.