Şunu aradınız:: borrow (İngilizce - Türkçe)

borrow digit
ödünç sayamağı (basamağı)

i borrow money.
ben borç para alırım.

can i borrow $30?
30 dolar borç alabilir miyim?

i need to borrow this.
bunu ödünç almam gerekiyor.

can i borrow your car?
arabanı ödünç alabilir miyim?

i need to borrow your car.
arabanı ödünç almam gerekiyor.

can i borrow your brush?
fırçanı ödünç alabilir miyim?

i need to borrow this broom.
bu süpürgeyi ödünç almam gerekiyor.

can i borrow your hair drier?
saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?

i borrow them from the city library.
onları şehir kütüphanesinden ödünç alıyorum.

can i borrow some money from you?
sizden biraz para ödünç alabilir miyim?

i need to borrow your car this afternoon.
bu öğleden sonra arabanı ödünç almam gerekiyor.

can i borrow something to write with?
yazı yazacak bir şey ödünç alabilir miyim?

i make it rule never to borrow money.
asla borç para vermem.

can i borrow it for about two weeks?
yaklaşık iki haftalığına onu ödünç alabilir miyim?

dad, will you please let me borrow the car?
baba, lütfen arabayı ödünç almama izin verir misin?

do you have a flashlight that i could borrow?
Ödünç alabileceğim bir el fenerin var mı?

but i borrow a lesson that i learned from him.
ondan öğrendiğim bir ders oldu.

i advise you not to borrow money from your friends.
arkadaşlarından borç para almamanı tavsiye ederim.

he said the company would seek to borrow necessary funds.
cubriloviç, şirketin gereken kaynağı borç alma yoluna gideceğini belirtti.