Şunu aradınız:: do not be sad (İngilizce - Türkçe)

‘do not be afraid.
"korkma ey mûsa, benim.

do not be so critical.
bu kadar kritik olmayın.

they said, "do not be afraid.
“korkma!” dediler.

"moses, do not be afraid!
"korkma ey mûsa, benim.

"do not be afraid," they said.
"korkma!

so, do not be hasty with them.
o halde onlar hakkında acele etme!

but they said: 'have no fear, and do not be sad.
"korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız.

but we said, "do not be afraid.
"korkma" dedik.

'do not be afraid' they answered.
"korkma!

come forward, and do not be afraid.
"ey musa, dön ve korkuya kapılma.

‘o moses! ‘do not be afraid.
(dedik ki): "ey musa korkma!

why should you be sad?
Üzgün olmanı gerektiren nedir?

please don't be sad.
lütfen üzülme.

please don't be sad any more.
lütfen daha fazla üzülme.

then she heard the baby saying, "do not be sad. your lord has caused a stream to run at your feet.
"Üzülme, rabbin senin altında bir su arkı hazırlamıştır," diye (ağacın) altından kendisine seslendi.

and some faces, that day, will be sad and dismal,
ve nice suratlar vardır o gün asılır.

and when our messengers came to lot, he was troubled and distressed on their account. but they said: 'have no fear, and do not be sad.
elçilerimiz lut'a gelince (lut) onlar yüzünden fenalaştı ve onlar hakkında arşını daraldı.

but they said: 'have no fear, and do not be sad. surely, we will save you and your family except your wife, she has become of those that shall remain behind'
onlar, korkma ve tasalanma demişlerdi; şüphe yok ki biz, seni de, aileni de kurtaracağız, ancak karın müstesna ve şüphe yok o, orada kalanlardan olacak.