Şunu aradınız:: earn (İngilizce - Türkçe)

how much do you earn?
ne kadar kazanırsın?

i didn't earn this.
bunu kazanmadım.

he knows what you earn.
neler kazanmakta olduğunuzu da bilir o!

i have to earn a living.
hayatımı kazanmalıyım.

do you want to earn more money?
sen para kazanmak istiyor musun?

don't spend more than you earn.
kazandığından daha fazla harcama.

do you not want to earn more money?
sen para kazanmak istemiyor musun?

i've got to earn my own living.
ben kendi hayatımı kazanmak zorundayım.

discount centers are built to earn money.
İndirim merkezleri kazanç sağlamak için oluşturulmuştur.

he's never had to earn his own living.
o, asla kendi geçimini yapmak zorunda kalmadı.

are ye requited aught save what ye used to earn?
kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?"

he doesn't earn enough money to live on.
geçinmek için yeterli para kazanmıyor.

are you recompensed (aught) save what you used to earn?"
kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?"

and whoever earns a sin, earns it against himself.
günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine kazanır.