İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
this is hopeless.
bu umutsuz.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i'm hopeless.
ben umutsuzum.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
it looks hopeless.
umutsuz görünüyor.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
it's not hopeless.
umutsuz değil.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
the situation is hopeless.
durum ümitsizdir.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
he's a hopeless case.
o umutsuz bir vaka.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
so is this a hopeless cause?
o zaman bu umutsuz bir amaç mı?
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
lo! they were in hopeless doubt.
doğrusu, onlar katmerli bir kuşku içindedirler.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
and one of them wrote, "situation hopeless. stop.
ve bir tanesi şöyle yazdı: "durum ümitsiz. nokta.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
old guys are hopeless; we have to wait for them to die off.
yaşlılar umutsuz vaka, onların ölmesini beklememiz gerekiyor.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
there has also been a steady improvement in the once hopeless infrastructure.
bir zamanlar umutsuz görünen altyapı konusunda da istikrarlı bir gelişme görülüyor.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
" but by november of that year, virginia's condition was hopeless.
ancak o yılın kasım ayında, virginia'nın durumu artık umutsuzdu.
Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
everything is hopeless -- we're always being told so by the media."
her şey umutsuz- medya bize her zaman bunu söylüyor."
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
and those who were made to inherit the scripture after them are verily in hopeless doubt concerning it.
arkalarından kitaba varis kılınanlar da ondan şüphe ve endişe içindedirler.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
it was run by the great and powerful parents, and the people were helpless and hopeless naughty children.
büyük ve güçlü anne babalar tarafından yönetiliyordu, ve insanlar çaresizdi ve afacan çocuklar umutsuzdu.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
even today, they say, authorities are trying to persuade them that reclaiming the savings is a hopeless cause.
bugün bile, yetkililerin kendilerini tasarruflarını geri almaya çalışmanın umutsuz bir vaka olduğuna dair ikna etmeye çalıştıklarını söylüyorlar.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
and then he goes back to his quarters, breaks down and weeps because he's convinced that the situation is hopeless.
ve sonra kendi kışlasına döner, kendini tutamaz ve ağlar çünkü durumun ümitsiz olduğuna ikna olmuştur.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
man is not weary of supplication for good [things], but if evil touches him, he is hopeless and despairing.
İnsan hayır istemekten usanmaz (daima malının artamasını diler). ama kendisine bir şer dokundu mu hemen üzülür, ümitsiz olur.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
and a gulf is set between them and that which they desire, as was done for people of their kind of old. lo! they were in hopeless doubt.
neticede, tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına sed çekilir.Çünkü onlar, kıyamet hakkında gerçekten insanları kötü zanna düşüren bir şüphe içindeydiler.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
let's imagine that you are really good at making arrowheads, but you're hopeless at making the wooden shafts with the flight feathers attached.
tahayyül edin ki gerçekten usta biçimde ok başı yapabiliyorsunuz, fakat başı oynak olan tahtadan bir dingil yapmada ümitsizsiniz.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: