Şunu aradınız:: immediate (İngilizce - Türkçe)

immediate
anlık

immediate bond
anlık bağlantı

immediate activation
acil aktivasyon

but you love the immediate
doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da,

gul: no immediate plans
gül: acil bir plan yok

truly, you love immediate gain
gerçek şu ki: siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.

are you in immediate danger?
sen yakın tehlike içinde misin?

tom's response was immediate.
tom'un cevabı ani oldu.

president and immediate past president
başkan ve geçmiş dönem başkanı

reaction in skopje was immediate.
Üsküp karar tepki göstemekte gecikmedi.

immediate detection, immediate response.
hemen algılama, anında tepki.

the union and its immediate environment
bİrlİk ÜyelİĞİ

his immediate predecessor was kurt krause.
ondan hemen önceki komutan kurt krause idi.

immediate termination with a valid reason
hakli sebeplerle derhal fesİh

my immediate boss is tough to please.
Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.

there was no immediate claim of responsibility.
saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.

ahtisaari not to propose immediate kosovo independence
ahtisaari kosova'nın hemen bağımsız olmasını önermeyecek

people called for an immediate invasion of cuba.
İnsanlar küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu.

termination with immediate effect via justifiable reasons 18
hakli sebeple derhal fesİh 18

but i don't think that that's immediate.
ama ben bunun hemen olduğunu düşünmüyorum.