Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
then jacob gave esau bread and pottage of lentiles; and he did eat and drink, and rose up, and went his way: thus esau despised his birthright.
yakup esav'a ekmekle mercimek çorbası verdi. esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti. böylece esav ilk oğulluk hakkını küçümsemiş oldu.
and after him was shammah the son of agee the hararite. and the philistines were gathered together into a troop, where was a piece of ground full of lentiles: and the people fled from the philistines.
Üçüncüsü, hararlı age oğlu Şammaydı. filistliler lahaydaki bir mercimek tarlasının yanında toplandıklarında, İsrailli askerler onların önünden kaçmıştı.
take thou also unto thee wheat, and barley, and beans, and lentiles, and millet, and fitches, and put them in one vessel, and make thee bread thereof, according to the number of the days that thou shalt lie upon thy side, three hundred and ninety days shalt thou eat thereof.
‹‹buğday, arpa, bakla, mercimek, darı, kızıl buğday al, bir kaba koy. bunlardan kendine ekmek yap. bir yanına uzanacağın üç yüz doksan gün boyunca bu ekmekten yiyeceksin.