İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
tom had a propensity for looking the other way when spoken to.
tom'un, kendisiyle konuşulduğunda başka bir tarafa bakma huyu vardı.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
consequently, the propensity for playing unethical games would be kept under control.
böylece ahlaksız oyunlar oynama eğilimi de kontrol altına alınmış olacaktır.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
in other words, the propensity to find these patterns goes up when there's a lack of control.
bir başka deyişle, bu tip paternler görme eğilimi kontrol eksikliği olan durumlarda artıyor.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
how do we deal with our deepest differences, given the human propensity for conflict at devising weapons of enormous destruction?
en derindeki farklılıklarımız ile, çatışmaya meyilli yapımız insan zekasıyla nasıl başa çıkacağız?
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
if you do this again and again, the propensity, the tendencies for anger to arise again will be less and less each time you dissolve it.
eğer bunu tekrarlarsanız, öfkenin tekrar ortaya çıkma eğilimi, siz onu her çözümlediğinizde daha az olacaktır.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
so a lot of people are following this person -- very influential -- and they have a propensity to talk about what's on tv.
bu nedenle pek çok kişi bu kişiyi takip ediyor -- çok etkili birisi-- ve genelde de tv'de olan şeyler hakkında konuşmaya eğilimliler.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
the same applies to mass-media campaigns, which can carry risks of increasing the propensity for substance use (21).
yine de, uyuşturucu tedavisinin finansmanı çoğunlukla kamu bütçesinden sağlanmakta ya da sosyal sigortalara veya sağlık sigortalarına bağlı olarak sunulmaktadır.
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
moreover, the fight against terrorism increases the propensity of national governments to reinforce their local means of response, which involves locally-controlled industrial firms.
ayrıca terörizme karşı verilen savaş nedeniyle ulusal hükümetler, yerel olarak kontrol edilen sanayi şirketleri aracılığıyla yerel tepki mekanizmalarını kuvvetlendirmeye giderek daha meyilli hale geliyor.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
what is not in dispute, however, is the propensity among citizens – especially youth – to migrate and seek work abroad, due to the high wage differentials.
fakat tartışma götürmeyen bir gerçek var: başta gençler olmak üzere, vatandaşlar arasında yüksek ücret farklarından dolayı yurtdışına göç ederek buralarda çalışma eğilimi giderek artıyor.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
now, if you assume that this greater cross wiring and concepts are also in different parts of the brain, then it's going to create a greater propensity towards metaphorical thinking and creativity in people with synesthesia.
Şimdi, eğer daha büyük çapraz bağlantıların ve kavramların beynin farklı bölgelerinde olduğunu varsayarsak o zaman sinestezik bireylerde mecazi düşünce ve yaratıcılığa doğru daha büyük bir meyil olcaktır.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
in view of the demographic ageing in europe and the increasing propensity (because of wage differentials) of bulgarians and romanians to work abroad, the export of labor may offer a venue for alleviating or averting a major social crisis.
avrupa'daki demografik yaşlanma ve bulgarlarla romenlerin (ücret farklılıkları nedeniyle) yurtdışında çalışmaya yönelik artan istekleri göz önüne alındığında, iş gücü ihracatı, büyük bir toplumsal krizi yatıştırmak ya da engellemek açısından bir fırsat olabilir.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 2
Kalite:
"the opportunity was missed both due to weakness within the judiciary and due to propensity of the people in power or close to power towards using media at a poor professional level when it suits their narrow interests," the ngo said in a statement.
stk yaptığı açıklamada, "gerek yargı içindeki zayıflık gerekse iktidardaki veya iktidara yakın kişilerin dar çıkarlarına uyduğunda medyayı zayıf bir profesyonel seviyeye doğru kullanma eğilimleri yüzünden fırsat kaçırıldı," dedi.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor