Şunu aradınız:: so are free frm visitor (İngilizce - Türkçe)

you are free
you are free

we are free.
biz özgürüz.

so when you are free work diligently,
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

so, when you are free, strive hard,
artık sen de ibadeti bitirince yorul.

are free of blame,
ancak eşleri ve temellük ettikleri müstesna ve artık bu hususta da kınanmazlar onlar.

so are we ready?
peki, hazır mıyız?

and so are you for me.
sende öylesin benim icin

so, are you a maker?
peki, sen yapıcı mısın?

okay, so are you all ready?
tamam, herkes hazır mı?

if you are free, give me a hand.
İşin yoksa, bana yardım et.

and you are free to live upon it, --
bu şehre (mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.

"so are you carrying a needle?"
"Öyleyse iğne taşıyor musunuz?"

i'll come again when you are free.
boş olduğunda tekrar geleceğim.

i'd like to see you when you are free.
boş olduğunda seni görmek istiyorum.

they are free from all of these modern ailments.
onlar özgürdür tüm bu 'modern' hastalıklardan.

once your pilgrimage has ended, you are free to hunt.
sizin mescid-i haram’ı ziyaretinizi engellediler diye birtakım kimselere karşı beslediğiniz kin ve öfke, sakın sizin onlara saldırmanıza yol açmasın.

they are free from those scandals which the slanderers utter.
bunlar, onların söylediklerinden uzaktırlar.