Şunu aradınız:: splinter (İngilizce - Türkçe)

tom removed the splinter from mary's finger.
tom mary'nin parmağından kıymığı çıkardı.

i can't get this splinter out of my finger.
bu kıymığı parmağımdan çıkaramıyorum.

he believes a splinter group is likely to be behind the bombing.
uzman, bombalama olayının arkasında hizipçi bir grubun olma olasılığının yüksek olduğuna inanıyor.

tom had a splinter in his finger, so he asked mary to help him get it out.
tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için mary'nin ona yardım etmesini rica etti.

this set-up has been imitated by many of the communist splinter groups in spain.
bu düzenleme İspanya'daki birçok komünist grupların ayrışmasına örnek oldu.

those who were given the scripture did not splinter, except after the clear evidence came to them.
ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.

it was from watching yoshi that splinter first learned the art of ninjitsu which he then passes on to the turtles.
splinter ilk öğrendiği ninjitsu sanatını yoshi'den izlemiştir sonra kablumbağalara geçirmiştir.

so did eight out of the ten lawmakers in the national ideal for unity, established recently by an nsm splinter group.
nsm'den ayrılan bir grup milletvekili tarafından son dönemde kurulan ulusal birlik İdealinde yer alan on milletvekilinden sekizi de gensoruyu destekledi.

for there are some rocks from which rivers gush out, and others that splinter and water comes out from them, and others that sink in awe of god.
bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki, allah korkusundan aşağılara düşer.

following a period of political discord and clashes over policy issues, a splinter group, headed by kostov, left the udf to eventually set up the conservative dsb in may 2004.
siyasi anlaşmazlıklar ve politika meseleleriyle ilgili çatışmalarla geçen bir dönemin ardından mayıs 2004’te bir grup udf’li partilerinden ayrılarak, kostov’un önderliğinde muhafazakar dsb’yi kurdu.

===allies===* splinter - splinter is the mutant rat leader of the entire family, and serves as a father figure for the turtles.
* splinter: tüm ailenin lideri mutant faredir, ve kaplumbağalar için bir baba görevindedir.

alan dean foster, isbn 0-345-27566-7*splinter of the mind's eye, book club ed, hardback, 1978.
alan dean foster, isbn 0-345-27566-7* splinter of the mind's eye, kitap kulübü edisyonu, ciltli, 1978.

he was referring to splinter groups in the legislature, which seceded from the ruling national movement simeon ii and the centre-right opposition union of democratic forces and intend to run in next year's elections on their own.
simeon ulusal hareketi ve merkez-sağ muhalefetteki demokratik güçler birliğinden ayrılan ve önümüzdeki yıl yapılacak seçimlere kendi başlarına katılma niyetinde olan hizip gruplarını kastediyordu.

"tom clancy's splinter cell: conviction" is a action-adventure stealth video game, developed by ubisoft montreal as part of the "tom clancy's splinter cell" series.
tom clancy's splinter cell: conviction, ubisoft montreal tarafından geliştirilen ubisoft tarafından yayınlanan üçüncü şahıs nişancı türünde bir oyundur.