Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
for after this manner in the old time the holy women also, who trusted in god, adorned themselves, being in subjection unto their own husbands:
Çünkü geçmişte umudunu tanrıya bağlamış olan kutsal kadınlar da kocalarına bağımlı olarak böyle süslenirlerdi.
but afterward they turned, and caused the servants and the handmaids, whom they had let go free, to return, and brought them into subjection for servants and for handmaids.
ama sonra düşüncelerini değiştirerek özgür bıraktıkları kadın, erkek köleleri geri alıp zorla köleleştirdiler.
but i keep under my body, and bring it into subjection: lest that by any means, when i have preached to others, i myself should be a castaway.
müjde'yi başkalarına duyurduktan sonra kendim reddedilmemek için bedenime eziyet çektirip onu köle ediyorum.
furthermore we have had fathers of our flesh which corrected us, and we gave them reverence: shall we not much rather be in subjection unto the father of spirits, and live?
kaldı ki, bizi terbiye eden dünyasal babalarımız vardı ve onlara saygı duyardık. Öyleyse ruhlar babasına bağımlı olup yaşamamız çok daha önemli değil mi?
he has made subject to you the night and the day; the sun and the moon; and the stars are in subjection by his command: verily in this are signs for men who are wise.
bütün yıldızlar da o'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
fight those who do not believe in allah, nor in the latter day, nor do they prohibit what allah and his apostle have prohibited, nor follow the religion of truth, out of those who have been given the book, until they pay the tax in acknowledgment of superiority and they are in a state of subjection.
kendilerine kitap verilenler arasından, allah'a ve ahiret gününe inanmıyan, allah'ın ve elçisinin yasakladığını yasaklamıyan ve gerçek dine uymayan kimselerle boyunlarını eğip elleriyle vergi verinceye kadar savaşın.