Şunu aradınız:: the substance obtained were aged (İngilizce - Türkçe)

classification of the substance and mixture
madde ve karışımın sınıflandırılması

the substance must be treated with acid.
bu madde, asite maruz kalmış olmalı.

does it have the substance to do it?
bunu yapabilecek toz'e sahip midir?

the substance in the medical device or not.
onaylanmış kuruluşa bu yönde tavsiyelerde bulunacaktır.

the substance is light enough to float on the water.
bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.

identified uses and inadvisable uses of the substance or mixture product application area:
madde veya karışımın belirlenmiş kullanımları ve tavsiye edilmeyen kullanımları Ürünün uygulama alanı :

and we can evolve this exploration of the substance of things not seen. thank you.
ve bu görünmeyen şeylerin içini keşfetme işini ilerletebiliriz. teşekkürler.

an investigation is under way, but it is still unclear where the substance originated.
soruşturma sürmesine karşın, maddenin nereden geldiği halen belirsiz.

these larger issues are still not the substance of ongoing talks between kosovo and serbia.
daha geniş kapsamlı bu meseleler, kosova ile sırbistan arasında devam etmekte olan görüşmelerin temel maddeleri arasında henüz yer bulamadı.

the team from rice university started to engineer the substance in red wine that makes red wine good for you into beer.
rice üniversitesi kırmızı şarabın içinde bulunan ve size iyi gelen maddenin üzerinde çalışmaya başladı ve bunu biraya aktardılar.

and they need to think about the substance of their agreement much more than about the labels they want to attach to them.
taraflar ayrıca, sağlanan uzlaşmaya iliştirilen etiketlerden ziyade onun özü üzerinde düşünmelidir.

through the numerous ways that we can apply cymatics, we can actually start to unveil the substance of things not seen.
Çeşitli yöntemlerle, siyamatiği görünmeyen şeylerin içeriğini ortaya çıkarmak için kullanabiliriz.

and approach not the substance of an'orphan save with that which is best, until he attaineth his age of strength.
büluğ çağına ermeyen yetimin malına, en güzel tarzdan başka bir şekilde yaklaşmayın. verdiğiniz sözü yerine getirin.

verily those who devour the substance of the orphans wrongously, only devour the fire into their bellies, and anon they shall roast in the blaze.
gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir.

it is estimated that about 65 million european adults, that is about 20 % of those aged 15–64, have tried the substance
65 milyon civarında avrupalı yetişkinin, yani 15-64 yaşındakilerin yaklaşık % 20’sinin maddeyi en az bir

responsible for the input records and storage of the substances.
dezenfektan maddelerin girdi kayıtlarından ve depolanmasından sorumludur.

===molecules===molecules are the smallest particles into which a non-elemental substance can be divided while maintaining the physical properties of the substance.
===moleküller===molecules are the smallest particles into which a non-elemental substance can be divided while maintaining the physical properties of the substance.

* "adiabatic demagnetization:" the substance is returned to another adiabatic (insulated) condition so the total entropy remains constant.
* adiabatic demagnetization: the substance is returned to another adiabatic (insulated) condition so the total entropy remains constant.

the assessment needs to be of the risks created by the work, not the substances.
değerlendirme maddelerin yarattığı riski değil işin yarattığı riski ölçmelidir.

"there is dialogue …but still we don't have [any] serious progress on the substance of the issue," he said.
başbakan, "diyalog var ... ama hala konuyla ilgili [herhangi bir] ciddi ilerleme kaydetmiş değiliz." dedi.