Şunu aradınız:: yelling (İngilizce - Türkçe)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

English

Turkish

Bilgi

English

yelling

Turkish

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

İngilizce

Türkçe

Bilgi

İngilizce

stop yelling.

Türkçe

bağırmayı bırak.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

stop yelling!

Türkçe

bağırmayı kes!

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

tom is yelling.

Türkçe

tom bağırıyor.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i heard yelling.

Türkçe

bağırmayı duydum.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i wasn't yelling.

Türkçe

bağırmıyordum.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

stop yelling, i beg you.

Türkçe

bağırmayı kes, senden rica ediyorum.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i could hear tom yelling.

Türkçe

tom'un bağırdığını duyabildim.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i am hoarse from yelling so much.

Türkçe

fazla bağırmaktan sesim kısıldı.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

mary felt guilty about yelling at her daughter.

Türkçe

mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

they're yelling deploy. voices: oh shit.

Türkçe

Çalıştırmak için bağrırıyorlar. Çalıştırmak için bağrırıyorlar. hay aksi.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i saw you and tom yelling at each other yesterday.

Türkçe

dün sen ve tom'un birbirinize bağırdığınızı gördüm.

Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and part of what mission blue is about is yelling, "stop!"

Türkçe

mavi görev'in kısmen yapmak istediği de "durun!" diye bağırmak,

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

i remember my image of you was that you were up on the shore yelling at me."

Türkçe

"senin bana sahilden bağıran görüntünü hatırlıyorum."

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

the parable of those who disbelieve is that of someone who calls upon someone who hears nothing except screaming and yelling.

Türkçe

(hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and he was waving a piece of paper, and he was yelling, "call washington! call washington!"

Türkçe

elinde bir kağıdı sallayarak bağırıyordu, "washington'u arayın, washington'u arayın!"

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

and he started yelling at me, and i said to the translator, "ok, tell him to calm down, what is he saying?"

Türkçe

bana bağırmaya başlayınca tercümana "ona sakin olmasını söyle, ne diyor?" dedim.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

i have visions of people going down alleyways yelling out for hercles, and you get charged by this thing and you go, oh, please be hercles; please be the friendly one.

Türkçe

aklım da oluşan sokaklardan aşşağı doğru hercles diye bağırarak yürüyen insanlar, ve bu şey için heyecanlandırılmışınız, öyle gidiyorsunuz, oh, lütfen hercles ol; arkadaş canlısı olan.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and the example of the disbelievers is similar to one who calls upon one that hears nothing except screaming and yelling; deaf, dumb, blind – so they do not have sense.

Türkçe

(hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and i took the group and got people to focus on: if you didn't lose somebody today, your focus is going to be how to serve somebody else. there are people -- then one woman got up and she was so angry and screaming and yelling.

Türkçe

ve grubu alıp insanların odaklanmasını sağladım, eğer bugün birini kaybetmediyseniz, başka birine nasıl yararınız dokunabileceğine odaklanacaksınız. bu insanlar -- o anda bir kadın ayağa kalktı ve çok sinirliydi ve çığlık atıyordu ve bağırıyordu.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Daha iyi çeviri için
7,747,337,726 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam