Şunu aradınız:: manantiales (İspanyolca - Türkçe)

y brotaron de ella doce manantiales.
bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmış, her bölük kendine mahsus pınarı bilmişti.

con regocijo sacaréis agua de los manantiales de la salvación
kurtuluş pınarlarından sevinçle su alacaksınız.

convierte el desierto en estanques de agua y la tierra seca en manantiales
kuru toprağı pınara.

y brotaron de ella doce manantiales. todos sabían de cuál debían beber.
her topluluk, su içecekleri kaynağı belledi ve onları bulutla gölgelendirdik, onlara kudret helvasıyla bıldırcın kuşu indirdik.

nací antes que existieran los océanos, antes que existiesen los manantiales cargados de agua
suları bol pınarlar yokken doğdum ben.

hemos plantado en ella palmerales y viñedos, hemos hecho brotar de ella manantiales,
biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.

¿no ves cómo hace alá bajar agua del cielo y Él la conduce a manantiales en la tierra?
allah'ın gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi?

llegaron a elim, donde había doce manantiales de agua y setenta palmeras, y acamparon allí junto a las aguas
sonra elim'e gittiler. orada on iki su kaynağı, yetmiş hurma ağacı vardı. su kıyısında konakladılar.

tomó consejo con sus generales y sus valientes para cegar los manantiales de aguas que estaban fuera de la ciudad; y ellos le apoyaron
kentin dışındaki pınarları kapatma konusunda önderlerine ve ordu komutanlarına danıştı. onlar da onu desteklediler.

sobre las cumbres áridas abriré ríos, y manantiales en medio de los valles. convertiré el desierto en lagunas, y la tierra reseca en fuentes de agua
kurak toprağı pınara çevireceğim.

cuando el pueblo pidió agua a moisés, inspiramos a éste «¡golpea la roca con tu vara!». y brotaron de ella doce manantiales.
milleti musa'dan su isteyince ona: "asanla taşa vur" diye bildirdik; ondan on iki pınar fışkırdı.

"ciertamente jehovah tu dios te introduce en una buena tierra: tierra de arroyos de agua, de manantiales y de fuentes del abismo que brotan en los valles y en los montes
tanrınız rab sizi verimli bir ülkeye götürüyor. Öyle bir ülke ki, ırmakları, pınarları, derelerden tepelerden çıkan su kaynakları vardır;

manantial
kaynak