İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
non sapevano ascoltare e neppure vedere.
azab onlara kat kat verilir; işitemezler ve göremezlerdi.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
il ragazzo non aveva capito niente; soltanto giònata e davide sapevano la cosa
olup bitenden habersizdi. olanları yalnız yonatanla davut biliyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ritornato li trovò addormentati, perché i loro occhi si erano appesantiti, e non sapevano che cosa rispondergli
geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsaya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
quando poi videro in piedi vicino a loro l'uomo che era stato guarito, non sapevano che cosa rispondere
İyileştirilen adam, petrus ve yuhannayla birlikte gözleri önünde duruyordu; bunun için hiçbir karşılık veremediler.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
e ben sapevano che chi avesse acquistato quell'arte, non avrebbe avuto parte nell'altra vita.
ama, onlar, allah'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremezler. onlar, kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
suo padre e sua madre non sapevano che questo veniva dal signore, il quale cercava pretesto di lite dai filistei. in quel tempo i filistei dominavano israele
Şimşonun annesiyle babası bunu isteyenin rab olduğunu anlamadılar. Çünkü rab o sırada İsraillilere egemen olan filistlilere karşı fırsat kolluyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
paolo volle che partisse con lui, lo prese e lo fece circoncidere per riguardo ai giudei che si trovavano in quelle regioni; tutti infatti sapevano che suo padre era greco
timoteosu kendisiyle birlikte götürmek isteyen pavlus, oralarda bulunan yahudiler yüzünden onu sünnet ettirdi. Çünkü hepsi, babasının grek olduğunu biliyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
erano armati d'arco e sapevano tirare frecce e sassi con la destra e con la sinistra; erano della tribù di beniamino, fratelli di saul
benyamin oymağından, saulun ailesindendiler. yay taşır ve yayla ok, sapanla taş atmak için hem sağ, hem sol ellerini kullanabilirlerdi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
intanto, chi gridava una cosa, chi un'altra; l'assemblea era confusa e i più non sapevano il motivo per cui erano accorsi
tiyatrodaki topluluk karışıklık içindeydi. her kafadan bir ses çıkıyordu. Çoğu ne için toplandığını bile bilmiyordu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
i magistrati non sapevano né dove io fossi andato né che cosa facessi. fino a quel momento non avevo detto nulla né ai giudei né ai sacerdoti, né ai notabili, né ai magistrati né ad alcuno di quelli che si occupavano dei lavori
yetkililer nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilmiyorlardı. Çünkü yahudilere, kâhinlere, soylulara, yetkililere ve öteki görevlilere henüz hiçbir şey söylememiştim.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
da molti uscivano demòni gridando: «tu sei il figlio di dio!». ma egli li minacciava e non li lasciava parlare, perché sapevano che era il cristo
birçoğunun içinden cinler de, ‹‹sen tanrının oğlusun!›› diye bağırarak çıkıyordu. ne var ki, İsa onları azarladı, konuşmalarına izin vermedi. Çünkü kendisinin mesih olduğunu biliyorlardı.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allora tutti gli uomini che sapevano che le loro donne avevano bruciato incenso a divinità straniere, e tutte le donne che erano presenti, una grande folla, e tutto il popolo che dimorava nel paese d'egitto e in patros, risposero a geremia
karılarının başka ilahlara buhur yaktığını bilen erkekler, orada duran kadınlar, mısırın patros bölgesinde yaşayan bütün halk -ki büyük bir topluluktu- yeremyaya şu karşılığı verdi:
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: