您搜索了: najsnažnije (克罗地亚语 - 土耳其语)

to je bilo najsnažnije priopćenje udruge upućeno vladi proteklih mjeseci.
bu, derneğin aylardır hükümete karşı yaptığı en sert açıklamaydı.

"sve nas je probudila ova šokantna vijest i ja najsnažnije osuđujem posljednje terorističke napade u istanbulu.
perşembe günü yaptığı açıklamada bm genel sekreteri kofi annan, "hepimiz bu şok edici haberle uyandık ve İstanbul'daki son terör saldırılarını şiddetle kınıyorum...

oluje su najsnažnije pogodile sjeveroistočne i jugoistočne dijelove zemlje, gdje su zatvoreni deseci sporednih cesta, dok se promet odvijao otežano zbog snježnih zapuha.
fırtınanın en etkili olduğu kuzeydoğu ve güneydoğu bölgelerinde çok sayıda tali yol kapandı ve trafik, kar yığınları nedeniyle aksadı.

gledatelji su najsnažnije reagirali na dva dokumentarna filma iz hrvatske -- “uvozne vrane“" i “sretno dijete”.
İzleyiciler en çok iki hırvat belgeseline -- "uvozne vrane" (İthal kargalar) ve "sretno dijete" (Şanslı Çocuk) -- ilgi gösterdiler.

istodobno, glasnogovornik nato- a james appathurai izjavio je kako savez "najsnažnije osuđuje nasilje kojem smo bili svjedoci u sjevernom kosovu".
ayrı bir gelişmede, nato sözcüsü james appathurai İttifakın "kuzey kosova'da yaşananları en ağır biçimde kınadığını" söyledi.

međutim, njihove najsnažnije pritužbe, po svemu sudeći, odnose se na odredbu plana kojom bi se tijekom prijelaznog razdoblja ograničilo pravo povratka na sjever oko 200.000 izbjeglih ciparskih grka i povrata njihove imovine.
ancak en büyük itirazlarının, planın geçiş döneminde yaklaşık 200 bin kıbrıs rum mültecinin kuzeye dönüp mallarını geri alma hakkını sınırlayan maddesine yönelik olduğu belirtiliyor.