来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
添加一条翻译
voditi
götürmek
最后更新: 2009-07-01 使用频率: 1 质量: 参考: Translated.com
time će se voditi moj mandat.
görev sürem boyunca rehberim bunlar olacaktır."
最后更新: 2016-01-20 使用频率: 2 质量: 参考: Translated.com警告:包含不可见的HTML格式
crvenkovski će voditi makedonske socijaldemokrate
makedonya'da sosyal demokratlara zrvenkovski liderlik edecek
最后更新: 2016-01-20 使用频率: 1 质量: 参考: Translated.com
srbija se sprema voditi odbor coe
sırbistan coe komitesine başkanlık etmeye hazırlanıyor
odgoda neće voditi ka gospodarskom oporavku.
erteleme ekonominin düzelmesini sağlamayacaktır.
posebice će se voditi računa o manjinama.
azınlıklara özel bir saygı gösterecektir.
最后更新: 2016-01-20 使用频率: 2 质量: 参考: Translated.com
ncpd se za to može voditi sljedećim pitanjima:
aşağıdaki sorular uuim’nin görevini ifa etmesinde kılavuzluk edebilir:
最后更新: 2014-02-06 使用频率: 1 质量: 参考: Translated.com
sastanak će voditi predsjednik ahmet necdet sezer.
toplantıya ahmet necdet sezer baÅkanlık edecek.
最后更新: 2012-04-06 使用频率: 1 质量: 参考: Translated.com
misiju će voditi stalni predstavnik albanije artur kuko.
heyete arnavutluk daimi temsilcisi artur kuko baÅkanlık edecek.
obje stranke ukazuju kako će voditi zemlju u smjeru eu.
her iki parti de ülkeyi ab'ye taşıyacağını vurguluyor.
međutim, nisu precizirali tko bi trebao voditi takvu istragu.
ancak üyeler, bu soruşturmayı kimin yürütmesi gerektiğini belirlemediler.
ovakav bi pristup morao voditi tvorce politike u zemlji.
politika belirleyenlerin gündemini bu tür bir yaklaşım şekillendirmeli.
ipak, svakako valja voditi računa o takvim ocjenama stanja.
yine de bu tür değerlendirmeler kesinlikle dikkatli bir şekilde yapılmalı.
jesu li kosovski suci i tužitelji u stanju voditi takve slučajeve?
kosovalı hakim ve savcılar bu gibi davaları görebiliyorlar mı?
iako je pomogao voditi demokratsku revoluciju, nije bio posebno karizmatična ličnost.
bir demokrasi devriminin öncülerinden olmakla birlikte, özellikle karizmatik sayılabilecek bir yönü yoktu.
eu ima stručnjake koji znaju kako bi se takva vrsta procesa trebala voditi.
ab bünyesinde, bu tür süreçlerin ne şekilde yönetilmesi gerektiğini bilen uzmanlar mevcut.
"ovaj sud je počeo voditi proces kako bi potvrdio staru nepravednu presudu.
vinci, "mahkeme duruşmalara, adil olmayan eski kararı doğrulama isteğiyle başladı.
最后更新: 2016-01-20 使用频率: 1 质量: 参考: Translated.com警告:包含不可见的HTML格式
jedno od obrazloženja u korist te mjere jest da će voditi boljem apsorbiranju sredstava eu.
bu tedbirin lehindeki argümanlardan biri de, ab fonlarından daha iyi yararlanılmasını sağlayacak olması.
one ne mogu biti premale, jer u tom slučaju ne mogu voditi vlastite poslove i nisu isplative.
Çok küçük olamazlar, aksi takdirde işlerini yürütemez ve özgür olamazlar.
dragnea će se u međuvremenu vratiti u okružno vijeće teleormana koje će voditi već treći mandat u nizu.
bu arada dragnea da üçüncü döneminde başkanlık edeceği teleorman eyalet meclisine geri dönecek.