您搜索了: yayılmıştı (土耳其语 - 印尼语)

boynuzun heryerine yayılmıştı
ada dimana-mana.

her yere yayılmıştı ve gülüyorduk.
berserakan di mana-mana, dan kita malah tertawa.

burada yiyecek olduğu dedikodusu yayılmıştı.
tapi tersiar kabar bahwa ada makanan.

"bitler, george'un bedenine iyice yayılmıştı.
"kutu berkembang biak pada tubuh george

bir kanser gibi her yere yayılmıştı. biz de bir plan yaptık.
ada dimana-mana, seperti kanker, jadi kami membuat rencana.

lisedeyken bu tür söylentiler japonya'nın her tarafına yayılmıştı.
ketika aku di sekolah menengah ... rumor yang sama tersebar di seluruh jepang.

hani milletin koyunları (geceleyin) içinde yayılmıştı, biz onların hükmüne şahittik.
akan tetapi nabi sulaiman memutuskan, "pemilik kebun hanya diperbolehkan memanfaatkan air susu, anak-anak dan bulu-bulunya, sampai tanaman ladang kembali seperti semula, diperbaiki oleh pemilik kambing, setelah itu ia diharuskan mengembalikan kambing-kambing itu kepada pemiliknya".

hastaneden çıktıktan sonra... tüm okula bir dedikodu yayılmıştı... hastalığının sebebi kronik mastürbasyonmuş diye.
ketika dia kembali dari rumah sakit ... tersebar gosip di sekolah kalau kondisinya adalah hasil dari masturbasi kronis.

ameliyat günü itibarıyle kanser edward'ın vücuduna öyle bir yayılmıştı ki doktorlar hayatta kalması için %5 ihtimal veriyorlardı.
di pagi saat pembedahan... kanker sudah menyebar ke seluruh tubuh edward. dokter hanya memberikan 5 persen peluang hidup.

ike'nin deyişiyle; hikaye, İngiltere'de prenses diana'nın ölüm haberinden daha hızlı yayılmıştı.
ike kemudian biiang bahwwa cerita itu tersebar ke seiuruh inggris lebih cepat dari kematian putri diana.

sur maria'nın shiganshina'nın güney bölgesinde düşüşünün ardından birkaç saat içinde haberler insan toprakları üzerinde orman yangını gibi yayılmıştı.
dalam beberapa jam setelah dinding maria runtuh di distrik sebelah selatan dari shiganshina, berita soal itu menyebar ke wilayah umat manusia layaknya seperti kebakaran di hutan.

Ünü bütün suriyeye yayılmıştı. türlü hastalıklara yakalanmış bütün hastaları, acı çekenleri, cinlileri, saralıları, felçlileri ona getirdiler; hepsini iyileştirdi.
kabar tentang yesus itu tersebar di seluruh negeri siria, sehingga banyak orang datang kepada-nya. mereka membawa orang-orang yang menderita segala macam penyakit dan kesusahan. orang-orang yang kemasukan roh jahat, yang sakit ayan, dan yang lumpuh, semuanya disembuhkan oleh yesus

amfibyumlar, bu süperkıta üzerinde evrilerek onun hareket hâlinde olan parçaları üzerinde yayılmışlardı.
amfibia awalnya berevolusi di benua super ini, dan kemudian melanjutkan perjalanan pada setiap fragmen karena mereka terpisah.