来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
güçlü ışınlar, etrafı aydınlatıyor ve mutfağın karanlık köşesi aşıboyasıyla yapılmış bir portreye dönüşüyor.
die mächtigen sonnenstrahlen erleuchten die umgebung und die dunkle ecke der küche verwandelt sich in ein ockerfarbenes portrait.
最后更新: 2016-02-24
使用频率: 1
质量:
aydınlanmak için kentin güneş ya da aya gereksinimi yoktur. Çünkü tanrının görkemi onu aydınlatıyor. kuzu da onun çırasıdır.
und die stadt bedarf keiner sonne noch des mondes, daß sie scheinen; denn die herrlichkeit gottes erleuchtet sie, und ihre leuchte ist das lamm.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
de ki, "allah bu kitap yoluyla kadınlar hakkında sizi aydınlatıyor. yasal hakları olan mallarını vermeyip kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınların yetimleri ve zavallı çoçukları hakkında kitapta size okunan ayetler yetimlere adaletli davranmanızı emretmektedir.
sag: "allah belehrt euch über sie, und (weiter lehrt,) was euch im buch verlesen wird über die weiblichen waisen, denen ihr nicht gebt, was ihnen vorgeschrieben ist, und die ihr zu heiraten begehrt, und die schwachen unter den kindern, und daß ihr gegenüber den waisen gerechtigkeit wahrt.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
警告:包含不可见的HTML格式
İsrail ordusunun önünde yürüyen tanrının meleği yerini değiştirip arkaya geçti. Önlerindeki bulut sütunu da yerini değiştirip arkalarına, mısır ve İsrail ordularının arasına geldi. gece boyunca bulut bir yanı karartıyor, öbür yanı aydınlatıyordu. bu yüzden, bütün gece iki taraf birbirine yaklaşamadı.
da erhob sich der engel gottes, der vor dem heer israels her zog, und machte sich hinter sie; und die wolkensäule machte sich auch von ihrem angesicht und trat hinter sie
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量: