来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
ne var ki, rehavam ileri gelenlerin öğüdünü reddederek birlikte büyüdüğü genç görevlilerine danıştı:
aber er ließ außer acht der Ältesten rat, den sie ihm gegeben hatten, und hielt einen rat mit den jungen, die mit ihm aufgewachsen waren und vor ihm standen.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
tamar üzerindeki dul giysilerini çıkardı. peçesini örttü, sarınıp timna yolu üzerindeki enayim kapısında oturdu. Çünkü Şela büyüdüğü halde onunla evlenmesine izin verilmediğini görmüştü.
da legte sie die witwenkleider von sich, die sie trug, deckte sich mit einem mantel und verhüllte sich und setzte sich vor das tor von enaim an dem wege gen thimnath; denn sie sah, daß sela war groß geworden, und sie ward ihm nicht zum weibe gegeben.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
İsa, büyüdüğü nasıra kentine geldiğinde her zamanki gibi Şabat günü havraya gitti. kutsal yazıları okumak üzere ayağa kalkınca ona peygamber yeşayanın kitabı verildi. kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:
und er kam gen nazareth, da er erzogen war, und ging in die schule nach seiner gewohnheit am sabbattage und stand auf und wollte lesen.
最后更新: 2012-05-04
使用频率: 1
质量:
şekilde büyüdüğünü varsaymaktadır.
in den prognosen dieser studie wird davon ausgegangen, dass die abfallwirtschaftskapazität dem bedarf entsprechend steigen wird.
最后更新: 2014-02-06
使用频率: 1
质量: