您搜索了: hayata (土耳其语 - 意大利语)

hayata geçirme
realizzazione degli obiettivi

memnun kalacağı bir hayata girer.
avrà una vita felice;

bizi kim (hayata) geri çevirebilir" diyecekler.
diranno allora: “chi mai ci farà ritornare?”.

Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun.
e col mio permesso risuscitasti il morto.

hayata geçirme etkinliklerimiz stratejik alanda sürdürülecektir:
le nostre attività di realizzazione degli obiettivi si svolgeranno attraverso il settore strategico:

bizi kim tekrar (hayata) döndürebilir?" diyecekler.
diranno allora: “chi mai ci farà ritornare?”.

düşen% 1 imparatorluğu tekrar hayata gelmeyi becerdi.
l' impero crollato di %1 è risorto a fatica.

diyecekler ki: "bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?"
di': “colui che vi ha creati la prima volta”.

o allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir.
[allah] è certo capace di ricondurlo,

Şüphe yok ki o, öldükten sonra tekrar hayata dönmeyeceğini sanırdı.
e pensava che mai sarebbe ritornato [ad allah].

o su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir.
per suo tramite rivivifichiamo una terra che era morta, e in egual maniera [avverrà] la resurrezione.

ve allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).
[allah] li ha preservati dal tormento della fornace,

ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.
per suo tramite rivivifichiamo una terra che era morta, e in egual maniera [avverrà] la resurrezione.

bu yaklaşımın, ortak ülkelerde reformların sürdürülebilmesi ve tam anlamıyla hayata geçirilebilmesinin güvencesi olduğunu deneyimlerimiz göstermektedir.
grazie a questa combinazione di competenze, facilitiamo la diusione delle politiche educative in forme che si adattino allo specico contesto di ogni paese.

andolsun ki onları, insanların hayata en düşkünü olarak bulursun. onlar, müşriklerden de düşkündür hayata.
e vedrai che sono gli uomini più attaccati alla vita, persino più degli associatori.

elbette onları insanların hayata en hırslı, en düşkün olanları olarak bulacak, hatta müşriklerden bile daha düşkün bulacaksın.
e vedrai che sono gli uomini più attaccati alla vita, persino più degli associatori. qualcuno di loro vorrebbe vivere mille anni.

ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. keşke bilmiş olsalardı!
la dimora ultima è la [vera] vita, se solo lo sapessero!

"kim mesajımdan yüz çevirirse sıkıntılarla dolu bir hayata mahkum olur. diriliş günü de onu kör olarak meydana çıkarırız."
chi si sottrae al mio monito, avrà davvero vita miserabile e sarà resuscitato cieco nel giorno della resurrezione.

andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun.
e vedrai che sono gli uomini più attaccati alla vita, persino più degli associatori. qualcuno di loro vorrebbe vivere mille anni.

doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun.
guaristi, col mio permesso, il cieco nato e il lebbroso. e col mio permesso risuscitasti il morto.