您搜索了: geçirerek (土耳其语 - 斯洛伐克语)

gözden geçirerek.
revízia.

suratına geçirerek mi?
udrieť ju do tváre?

yazlarımı burada geçirerek büyüdüm.
trávila som tu letá, keď som vyrastala.

biri suratımıza yumruğunu geçirerek kazandı.
niekto nás predbehol.

yıldızların arasında, onları ele geçirerek.
medzi hviezdami. podmaniť si ich.

dört yıi sonra kalp krizi geçirerek öldü.
o štyri roky zomrel na infarkt.

bay parry yüzüne bunu geçirerek onu korkuttu.
tuto pán parry ho vystrašil. použil toto na rozmazanie tváre.

- yeni dalga bandı yayıcımızı uygulamaya geçirerek...
pri uskutočnení šírenia spektrálnej frekvencie, vertikálne kmitanie je v naše komunikácii.

hayatımı, karate yapan bir çocuk gibi geçirerek.
idem životom ako malá karatistka.

kaosu, kontrolü ele geçirerek, öncelik belirleyerek yeneriz.
bojujeme s ním sebakontrolou a stanovením priorít.

ben de atalarım gibi tahtı ele geçirerek İngiltere,İrlanda ve
a ja si uplatním svoj nárok na korunu a opäť naozaj budem kráľom anglicka, Írska a francúzska.

annenle zaman geçirerek seni daha iyi anlayabileceğimi hiç düşündün mü?
pomyslel si na to, že trávením času s tvojou matkou, ti môžem lepšie porozumieť?

bilgileri gözden geçirerek kendi başlarına ölümcül karar alabilecekler.
vyhodnotia informácie a podniknú útok.

sorunlarla, başka şeylerden konuşarak ve iyi vakit geçirerek baş ederiz.
vysporadúvame sa s tým tak, že riešime iné veci a užívame si.

başka biri çoktan şok geçirerek ölürdü ancak o, bu durumdan etkilenmeyecektir.
hociko iný by už dávno zomrel od šoku, ale jeho to nepustí.

ayrıca yazdığım senaryoyu başka kağıtlara geçirerek sizler için okunaklı hale getirdi.
prepísala aj moje dielo do podoby, ktoré budete považovať sa čitateľnejšie.

diğer çeteleri ve iştirak ettikleri yerleri ele geçirerek hızlı bir şekilde büyüyorlar.
rýchlo sa rozšírili za pomoci prevzatia vlády iných gangov a prívržencov.

aslında, biz bu gece tek başımıza sakin bir vakit geçirerek kutlamaya karar verdik.
vlastne sme sa rozhodli, že si objednáme jedlo a strávime tichý večer osamote.

ekibimden birinin tüm soruşturmayı hayati miktarda delili zimmetine geçirerek tehlikeye attığı dikkatimi çekti.
dostalo sa mi na známosť, že niekto z mojich zaratil kľúčový dôkaz, čím ohrozil celý prípad.

annem, ben daha küçük bir çocukken, kanserden babamda bir kaç yıl önce kalp krizi geçirerek öldü.
moja mama zomrela na rakovinu, keď som bola malá, srdce môjho otca vypovedalo činnosť pred pár rokmi.