您搜索了: yelken (土耳其语 - 芬兰语)

yelken
purje

aralarında öylesine keskin bir anlaşmazlık çıktı ki, birbirlerinden ayrıldılar. barnaba markosu alıp kıbrısa doğru yelken açtı.
ja he kiivastuivat niin, että erkanivat toisistaan, ja barnabas otti mukaansa markuksen ja purjehti kyproon.

İtalyaya doğru yelken açmamıza karar verilince, pavlusla öteki bazı tutukluları avgustus taburundan yulius adlı bir yüzbaşıya teslim ettiler.
kun oli päätetty, että meidän oli purjehtiminen italiaan, annettiin paavali ja muutamat muut vangit erään julius nimisen, keisarilliseen sotaväenosastoon kuuluvan sadanpäämiehen haltuun.

filikayı yukarı çektikten sonra halatlar kullanarak gemiyi alttan kuşattılar. sirte körfezinin sığlıklarında karaya oturmaktan korktukları için yelken takımlarını indirip kendilerini sürüklenmeye bıraktılar.
vedettyään sen ylös he ryhtyivät varokeinoihin ja sitoivat laivan ympäri köysiä, ja kun pelkäsivät ajautuvansa syrtteihin, laskivat he purjeet alas, ja niin he ajelehtivat.

yel değirmenleri yel değirmenleri (hareketli kolu olan kahverengi cisimler) kahverengi duvarlara (veya yarım duvarlara) sahiptir. yel değirmeninin kolunun hızı her deliğe göre değişir. comment
comment