您搜索了: çalıştırabiliyordu (土耳其语 - 英语)

diğerleri beceremezken o, makinayı her zaman çalıştırabiliyordu.
other people couldn't get the machine running. it always worked for him.

elektrikleri vardı, ama başka birinin hattından kaçak çekilmiş yasadışı bir hizmetti, ve sadece cılız bir lambayı çalıştırabiliyordu.
they did have electricity, but it was illegal service tapped from someone else's wires, and could only power one feeble bulb.

cihaz ilk iphone'dan iki kat hızlı İnternet bağlantısı sağlıyor ve yüzlerce üçüncü taraf uygulaması çalıştırabiliyor.
the device enables web navigation at twice the speed of the first iphone and can run hundreds of third-party applications.