您搜索了: çok gürültü var sende (土耳其语 - 英语)

ama buna eklenen bir gürültü var.
but there's noise added to this.

Çok gürültü olduğundan uyumakta zorlanıyorum.
it's hard for me to sleep as there's so much noise.

bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.
this vacuum cleaner makes a lot of noise.

Çocuklar uyuyorlar. lütfen çok gürültü yapmayın.
the children are sleeping. please don't be so noisy.

Çocuklarına o kadar çok gürültü yapmamalarını söyledi.
he told his children not to make so much noise.

daha fazla gürültü var, daha çok diğer balinaların.
there's a lot of noise, which is mostly other whales.

o kadar çok gürültü vardı ki, konuşmacı kendisini duyuramadı.
there was so much noise that the speaker couldn't make himself heard.

diğer öğrenciler çok gürültü yaptığı için tom öğretmenin ne dediğini duyamıyordu.
tom couldn't hear what the teacher was saying because all of the other students were making so much noise.

pekala, çok gürültü olduğu için... ...şu anda evinizin önünden havalanamazsınız.
well, you can't right now take off from your home because it's too noisy.

ev kırlangıcı, özellikle üreme döneminde kolonilerde çok gürültü çıkaran bir kuştur.
the common house martin is a noisy species, especially at its breeding colonies.

polis, patlayıcının hasardan çok gürültü yaratma amaçlı bir ses bombası olduğuna inanıyor.
police believe the device was a percussion bomb designed to make more noise than damage.

birincisi, "benim var, senin yok."
the number one is, "i have it, you don't."

herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. senin rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.
all have degrees according to what they have done; thy lord is not heedless of the things they do.