您搜索了: karşılamakla (土耳其语 - 英语)

ve diğer projeler gerçekten dönüşüm ile ilgiliydi, insanın ihtiyaçlarını karşılamakla ilgili.
and other projects, which were really about transformation, about matching the human need.

kıbrıs rum makamları mahkemenin kararını memnuniyetle karşılamakla birlikte, bir bakıma muğlak buldular.
while welcoming the court's ruling, the greek cypriot authorities viewed it as somewhat vague.

bazı eğitmenler hükümetin okulları iyileştirme planlarını memnuniyetle karşılamakla birlikte, fizibilitesini merak ediyorlar.
while welcoming the government's plans to improve the schools, some educators wonder about the feasibility.

hırvatistan yalnızca iç pazar ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, dış pazarlara ihracat yapma kapasitesine bile sahip.
croatia has the capacity not only to meet domestic market requirements, but also to export to foreign markets.

bu prosedürün amacı planlanan düzenlemelere, iso 13485 gereksinimleri karşılamak için hazırlanmıştır.
the purpose of this procedure is to meet the requirements of iso 13485 for the planned regulations.