您搜索了: kucak (土耳其语 - 英语)

hayat kurtaran sıcak bir kucak
jane chen: a warm embrace that saves lives

buraya gelin. bana bir kucak verin.
come here. give me a hug.

arnavut Örgütler geri dönen göçmenlere kucak açtı
albanian organisations welcome returning migrants

tom bir kucak dolusu çamaşırla odaya gitti.
tom walked into the room with an armful of laundry.

başlangıçta, türkiye arap baharı'na kucak açtı.
at first, turkey welcomed the arab spring with open arms.

tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi.
tom entered the office carrying an armload of mail.

kucak ve sahibi arasındaki ilişki doğrudan ve samimidir.
the relationship between the lap and its owner is direct and intimate.

kalabalık bir otobüste her zaman oturulacak bir kucak vardır.
on a crowded bus there was always a lap to sit on.

kosovalı arnavut liderlerse plana kucak açarak hedeflerinin tam bağımsızlık olduğunu bir kez daha belirttiler.
kosovo's ethnic albanian leaders, meanwhile, welcomed the plan and stated again that their goal is complete independence.

ceku, "sırplar toplumumuzda son derece iyi karşılanmaktadır ve geleceğimizi birlikte kurmak için onlara kucak açıyoruz." dedi.
serbs are "very welcome in our society, they are very welcome to build together the future," he said.

kucakta zıplatmak
bouncing standing