您搜索了: senden gelen en ufak (土耳其语 - 英语)

sen başıma gelen en güzel şeysin
you're the best thing that ever happened to me

kalınlığın en ufak ölçümü
smallest measure of thickness

en ufak bir yardımı esirgerler.
and deny people the articles of common necessity.

onlara en ufak bir haksızlık yapılmaz
but never will they fail to receive justice in the least little thing.

en ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
i am grudged even the least bit of happiness.

ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.
i don't have the slightest idea what to do.

onlara herşeyin en ufak detayını bile anlatmalıydım.
i had to tell them every little detail of everything.

bunun neyle sonuçlanacağı hakkında en ufak fikrimiz yok.
we have absolutely no idea what that would do.

en ufak besin maddesini bile besleyici özelliği için alıyordum.
every bit of food was exactly what it was for its nutritional value.

meydana gelen en ufak iş kazası, tehlikeli durumlar ve ucuz atlatma/ramakkala işyeri ilgili ve sorumlularına haber verilecektir.
the smallest work accident so occurred, dangerous situations and near miss cases shall be reported to the persons concerned and responsible officers.

bir b.m elçisi olacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
i had no idea i was going to become a u.n. ambassador.

mercanlar çok kırılgan canlılardır. deniz sıcaklığındaki en ufak artışla mahvolurlar.
corals are very delicate organisms, and they are devastated by any rise in sea temperatures.

ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
i'll do my best.

ellerinden gelenin en iyisini göstermeye hevesliler.
they are keen to show their best.

Şimdi, dayton'da kazandığımız egemenliğin en ufak parçasından bile vazgeçmeyeceğiz," dedi.
now we are not going to give up any bit of our sovereignty that we got at dayton," said former bih presidency member mirko sarovic.

elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, başarılı olursunuz.
if you do your best, you will succeed.

elimden gelenin en iyisini yapıp ilerlemeye çalışacağım. "
i'll just try to do my best and go forward. "

İman eden sihirbazlar: "seni, gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. ne hüküm vereceksen ver.
indeed, we have believed in our lord that he may forgive us our sins and what you compelled us [to do] of magic.