来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
2.bakanlar konseyi, görüşmelerin açılmasını, görüşme yönerilerinin kabuledilmesini ve anlaşmaların sonuçlanmasını yetkilendirir.
todas estas misiones podrán contribuir a lalucha contra el terrorismo, incluso mediante el apoyo prestado a terceros estados paracombatirlo en su territorio.
İlk alt paragraf, Üye devletlerin uluslararasıteşkilatlarla görüşme yapma ve uluslararası anlaşmaları akedilmesi yetkisini ihlal etmez.
1.cualquier estado miembro, el ministro de asuntos exteriores de la unión,o éste con el apoyo de la comisión, podrá plantear al consejo de ministros cualquiercuestión relacionada con la política exterior y de seguridad común y presentarle propuestas.
dolayısıyla bir irtibat kişisiyle telefonla veya şahsi bir görüşme sırasında kısa bir giriş yapmak için kullanılabilecek üç veya dört cümle hazırlamak faydalı olacaktır (6.
• la finalidad de la reunión que se organizará (= identificar datos y fuentes de conocimiento técnico especializado);
geçen sene, ülkenin bir bölgesinden tıbbi uzmanlar grubu ülkeyi özellikle boşanma ile sonlanan evlilikler ve toplumsal hastalıklardan kurtarmak için genç kızlara bakirelik testini zorunlu kılan yasa hakkında görüşme yaptılar.
en el 2014, un grupo de "expertos médicos-jurídicos" de una de las regiones del país ejerció presión para aprobar una ley que volvía obligatorio realizar una prueba de virginidad a las jóvenes, para salvar al país de una serie de problemas sociales, principalmente matrimonios que terminan en divorcio.
4.görüşmeleri yetkilendiren avrupa kararıyla bağlantılıolarak, gelecektekianlaşmanın konusuna göre, bakanlar konseyi görüşmeciyi veya birlik’in görüşme ekibinin liderini görevlendirir.
el ministro de asuntos exteriores de la unión, bajo la autoridad del consejo de ministros y en contacto estrecho y permanente con el comité político y de seguridad, se hará cargo de la coordinación de los aspectos civiles y militares de dichas misiones.
avner hevrona dönünce, yoav onunla özel bir görüşme yapmak bahanesiyle, onu kent kapısına çekti. kardeşi asahelin kanını döktüğü için, avneri orada karnından vurup öldürdü.
entonces abner volvió a hebrón, y joab lo apartó a la entrada de la ciudad como para hablar en privado con él. allí le hirió en el vientre, a causa de la sangre de asael su hermano; y así murió
4.böyle bir görüşme olmasıdurumunda, sosyal ortaklar, madde iii-106’dabelirtilen süreci başlatma yönündeki arzularını komisyon’a bildirebilirler.
se entenderá por mayoría cualificada la mayoría de los votosde los representantes de los estados miembros que no estén acogidos a una excepción querepresenten al menos las tres quintas partes de la población de dichos estados.