您搜索了: kartlegge (挪威语 - 土耳其语)

la oss kartlegge situasjonen.
elbette. haydi, durumu değerlendirelim.

det er ikke mer å kartlegge.
artık çıkarılacak bir şey kalmadı.

kan du kartlegge disse tunnelene?
tünel çıkışlarını işaretleyebilir misin?

så nøyaktig som vi kan kartlegge den stereotaktiskt.
stereotaxic yöntemle haritasını çıkardık.

er det ikke mer moro enn å kartlegge stjernetåker?
Şey, senin kaybın.

forskningen skal kartlegge følelsesmessige og sosiale evner.
amaç, duygusal ve sosyal becerileri saptamak.

nekrit-vidda er for ustabil til å kartlegge.
nekrit alanı, haritalandırmak için, çok kararsız bir bölge.

vi må kartlegge visestatsadvokatens bevegelser de siste 48 timene.
ama başsavcı yardımcısının son 48 saatte yaptıklarını belirlememiz gerekiyor hâlâ.

vi vil kartlegge mulige miljømessige påvirkninger fra aktivitetene deres.
operasyonunuzun çevre üzerinde ki etkilerini değerlendirmek istiyoruz,

det gir oss nok tid til å kartlegge alle områder, koordinere alt...
kesin olarak yerini saptamak için yeterli zaman verildi, koordinatlar, her şey...

hamiltons oppdrag var å kartlegge nettverkene som handler med våpen.
hamilton'ın görevi silâhlar ile uğraşarak ağa bağlanmaktı.

derfor skal alle skrive en jobbeskrivelse og kartlegge hva de bidrar med.
bu yüzden herkesten işe katkılarını açıklayan iş tanımlarını istiyoruz.

jeg skulle ønske de ikke ville prøve å kartlegge min personlighet nå.
Şuanki duruma göre karakterimi çizmeye kalkışmanızı istemem, bayan bennet.

legg den på is og fly den til genomisk laboratorium, for å kartlegge dens dna.
o örneği buza koyup, dna eşleştirmesi için genetik laboratuarına gönderelim.

du skal ta en rekke valg som vil kartlegge karakteren din til resultatet er entydig.
bir sonuç alana kadar grupların özelliklerini test eden bir dizi seçenekler sana sunulacak.

til vi kan kartlegge hele dnaet hans. vi kan kopiere det, men ikke framstille det.
sizlerin gen haritanızı çıkarıp dna larınızı kopyalamamıza yardım etti.

enhver tyv vet at beste måten å kartlegge et sted man vil robbe, er som kunde.
her hırsız bilir ki soyacağı yeri gözlemlemenin en iyi yolu oraya bir müşteri gibi gitmektir.

du må kartlegge blodets genetiske kode for å duplisere og syntetisere det slik du gjorde med menneskeblod.
bu kanın genetik kodunun haritasını çıkarmanızı istiyorum. tıpkı insan kanına yaptığınız gibi kopyalamak ve sentez yapmak amaçlı. kanı nereden buldunuz?

mangelen på pålitelige tidsserier i mange land gjør det vanskelig å kartlegge langtidstrender for narkotikabruk i europa.
başlayanların birçoğu belli bir zaman sonra kullanmayı bırakmaktadır.

kartlegge min strategi og fremgangsmåte. lære hans svake punkter. hva ville skade ham, hva forføre ham.
stratejimi belirlerim, manevralar filan zayıf noktalarını öğrenirim, onu ne incitir, baştan çıkarır.