您搜索了: acute;acute (英语 - 土耳其语)

acute
akut

\\acute{}
\\ acute {}

acute accent
keskin vurgu

acute oral toxicity
akut oral toksisite

aquatic acute 1;h400
sucul akut 1;h400

acute kidney injury
akut böbrek hasarı

´ (#180;) acute accent
´ (# 180;) İnce vurgu

in case of an acute pest infestation;
akut bir haşere istilasında:

acute deaths related to opioids
opioidlere bağlı akut ölümler

acute angle-closure glaucoma:
akut açı kapanması glokom:

and it has a very nice acute property.
onun çok güzel keskin bir özelliği var.

trends in acute drug-related deaths
akut uyuşturucuya bağlı ölümlerdeki eğilimler

a dog has an acute sense of smell.
bir köpeğin keskin bir koku alma duyusu vardır.

they moved me from intensive care to acute spinal.
beni yoğun bakımdan akut omurilik bölümüne sevk ettiler.

and 40 states already have an acute nursing shortage.
40 eyalette halihazırda ciddi hemşire açığı var

cls response sets rate too high on a chronic or acute basis
kronik veya akut olarak cls yanıt hızı çok yüksek ayarlamaktadır.

acute stress reaction increases blood flow and endangers the person.
akut stres tepkisi kan akışını yükseltir ve hastayı tehlikeye sokar.

"how did it go?" "they said it was acute appendicitis."
"nasıl gitti?" "onun akut apandisit olduğunu söylediler."

"particularly acute is the reduced plurality of media available to romanians.
en önemli sorunlardan biri de romanya halkının yararlanabileceği medya kaynaklarının çeşitlilik açısından yetersiz olması.

hepatitis is acute when it lasts less than six months and chronic when it persists longer.
altı aydan daha kısa sürerse akut; daha uzun sürerse kronik hepatit olarak isimlendirilir.