您搜索了: daytime (英语 - 土耳其语)

daytime
gündüz

daytime phone
daytime phone

daytime running light
gündüz sürüş lambası

limit noisy activities at daytime
gündüz gürültülü faaliyetleri sınırlayın

these birds migrate in the daytime.
güney bu kuşların normal göç istikametiydi.

alcohol was the daytime beverage of choice.
gün içinde tercih edilen iecek alkoldü.

in the daytime, you have lengthy work to do.
halbuki gündüz seni meşgul edecek yığınla iş vardır.

the sun shines in the daytime and the moon at night.
güneş gündüz parlar; ay ise gece.

glorifying him by night and in the daytime and never failing.
gece gündüz (hep allah'ı) tesbih ederler, usanmazlar.

croatia's sanader sacks ministers after shocking daytime murder
hırvat lider sanader, şok edici gündüz cinayeti sonrasında bakanların görevne son verdi

daytime vision may also diminish over time in advanced stages of the disease.
hastalığın ilerlemiş dönemlerinde gündüz görme de zamanla azalabilir.

the series has been well-received and has won multiple daytime emmy awards.
seri birden fazla olarak "daytime emmy awards" ödülünü kazanmıştır.

it is not noticeable during the daytime because of the scattered light from the sun.
güneşten gelen dağınık ışıklarından dolayı, bu olgu gündüzleri fark edilemez.

the way to be a mujahid in the daytime is through being the servant of the night.
gündüzün mücahidi olmak, gecenin abidi olmaktan geçer.

in the daytime also he led them with a cloud, and all the night with a light of fire.
gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.

among his signs are your sleep, at night or in daytime, and your seeking his bounty.
gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve allah'ın lütfundan (nasibinizi) aramanız da o'nun (varlığının) delillerindendir.

or are the people of the townships then secure from the coming of our wrath upon them in the daytime while they play?
ya da o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu-azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

i actually love diving at night; you see a lot of fish then that you don't see in the daytime.
gece dalışı yapmayı gerçekten severim. gece, gündüz göremeyeceğiniz bir sürü balığı görebilirsiniz.

it also can mean the consecutive period of time during which the sun is above the horizon of a location, also known as daytime.
bu süre yaklaşık olarak güneş'in belli bir noktadaki meridyenden iki geçişi arasındaki zamanın yıl içerisindeki ortalamasıdır.

alike of you is he who hideth the saying and he who noiseth it abroad, he who lurketh in the night and he who goeth freely in the daytime.
aranızdan sözü gizleyen de, onu açık söyleyen de, geceleyin gizlenen de, gündüzün görünen de (o'nca) birdir.