您搜索了: i can see many combat planes (英语 - 土耳其语)

i can see tom.
tom'u anlayabiliyorum.

i can see a fire.
eminim ki bir ateş gördüm.

i can see the light.
anlayabiliyorum.

i can see tom is in pain.
tom'un acı çektiğini anlayabiliyorum.

i can see it in their eyes.
bunu gözlerinde görebiliyorum.

i can see tom wasn't exaggerating.
tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.

i can see a ship in the distance.
uzakta bir gemi görebiliyorum.

but, i can see that you are ignorant.
ama ben sizin cehalet içinde yuvarlanan bir toplum olduğunuzu görüyorum.” [6,52-53; 10,72; 26, 111]

and i can see how it might dance.
onun nasıl dans ettiğine bakabilirim...

i can see chris looking at me slyly.
chris'in bana muzip muzip baktığını görüyorum.

but i can see that you are ignorant people'
fakat sizin, cahillik edip duran bir toplum olduğunuzu görüyorum."

i can see some intricate patterns in the picture.
ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.

i can see some people walking across the street.
bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

indeed, pharaoh, i can see that you are doomed."
ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

in ethnic iranian foods, you can see many products which are made of milk.
etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.

as we spin it, we can see many of the other intricate patterns contained in this one.
Çevirdiğimizde, bunu deseni de içeren pek çok karışık şekli görebiliriz.

you see many of them taking the unbelievers as guides.
onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür!

you can see many of them competing with each other in sin, hostility, and in taking usury.
onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün.

you see many of them becoming allies of those who disbelieved.
onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür!

and now you can see many of them taking the unbelievers (instead of the believers) for their allies.
onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür!