您搜索了: one party;one party (英语 - 土耳其语)

if we forgive one party of you, we will chastise another party for that they were sinners.'
sizden (tevbe eden) bir gurubu bağışlasak bile, bir guruba da suçlu olduklarından dolayı azap edeceğiz.

one party that did meet its campaign pledge was g17 plus.
kampanya sözünü tutan tek parti g17 plus oldu.

abasing (one party), exalting (the other),
halkı alçaltır, yüceltir.

we're transforming the system into a multi-party one.
sistemi çok partili bir sisteme değiştiriyoruz.

do not use your oaths deceitfully because one party has ascendency over you.
bir topluluk ötekinden daha zengin ve kalabalık çıktığı için yeminlerinizi aranızda bir hile aracı yapıyorsunuz.

you have disbelieved after your believing. if we forgive one party of you, we will chastise another party for that they were sinners.'
hiç boşuna özür dilemeyin. gerçek şu ki: siz iman ettiğinizi açıkladıktan sonra, içinizdeki inkârı açığa vurdunuz.sizden bir kısmınızı, (tövbeleri veya alay etmemeleri sebebiyle) affetsek de, bir kısmını suçlarında ısrar etmelerinden dolayı cezalandıracağız.”

allegations of violence by one party, in no way justify violent responses from others.
bir partinin şiddet iddiaları, diğerlerinden gelecek şiddet yollu tepkileri hiçbir şekilde haklı çıkarmaz.

at the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.
partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.

==politics=====government===tanzania is a one party dominant state with the chama cha mapinduzi (ccm) party in power.
bu ve 1962'den sonraki tüm seçimlerin sonucuna göre, chama cha mapinduzi adlı parti ülkede baskın durumdadır.

but if one party of them aggresses against the other, fight the one which aggresses until it returns to allah’s ordinance.
buna rağmen biri öbürüne saldırırsa, bu saldıran tarafla, allah'ın emrine dönünceye kadar siz de vuruşun.

"this is a warning for akp's nationalist, authoritarian, one-party rule understanding.
türk, “bu, akp’nin milliyetçi, otoriter ve tek parti iktidarı anlayışına karşı bir uyarıdır.

after a long period of one-party rule, a 1991 coup led to the writing of a new constitution and the establishment of mali as a democratic, multi-party state.
uzun bir tek-partili dönemden sonraki 1991 darbesinin ardından yeni bir anayasa yazıldı ve mali demokratik, çok-partili bir devlet oldu.

surely firon exalted himself in the land and made its people into parties, weakening one party from among them; he slaughtered their sons and let their women live; surely he was one of the mischiefmakers.
fir'avn, orada ululandı (zorbalığa kalktı), halkını çeşitli gruplara böldü. onlardan bir zümreyi (İsrail oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu.

one party fighting in the way of god, and the other was disbelieving. they saw them with their own eyes twice their number.
bir bölük, allah yolunda savaşmadaydı, öbürüyse kafirdi ve inananları, gözleriyle iki misli görmedeydiler.

and do not be like her who untwists her yarn having spun it into durable thread. do not use your oaths deceitfully because one party has ascendency over you.
bir topluluk, diğer bir topluluktan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için, yeminlerinizi aranızda bozucu bir vasıta yaparak, ipliğini kuvvetli büktükten sonra çözen kadın gibi olmayın!

the lack of precise figures stems from the fact that in many races, candidates were backed by more than one party, featuring the small right-of-centre laos party and a splintered leftist movement.
rakamların kesin olmaması, pek çok yarışta adayların merkez sağ laos partisi ve dağınık sol partiler gibi birden fazla parti tarafından desteklenmesinden kaynaklanıyor.

the srs won the most votes of any one party in serbia's inconclusive parliamentary elections on january 21st, and now holds 81 of all 250 parliamentary seats.
srs sırbistan'da 21 ocak'ta yapılan sonuçsuz parlamento seçimlerinde en fazla oyu alan parti oldu ve şu anda meclisteki 250 sandalyenin 81'ini elinde tutuyor.

if two parties among the believers start to fight against each other, restore peace among them. if one party rebels against the other, fight against the rebellious one until he surrenders to the command of god.
eğer inananlardan iki grup vuruşurlarsa onların arasını düzeltin; şayet biri ötekine saldırırsa allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla vuruşun.

if it won the presidency, the party would hold all the key branches of power. turkey would, practically speaking, be under one-party rule.
cumhurbaşkanlığını da kazanırsa, tüm temel erkleri eline almış olacak ve böylece türkiye tek parti iktidarı altına girecek.

"[the arrests are] the continuation of one minister and one party's fight against independent newspapers," newspaper officials said.
gazete yetkilileri, "[tutuklamalar] bir bakan ve bir partinin bağımsız gazetelere açtığı savaşın devamıdır," dediler.