来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
and the girl remembers, in this infinite instant already now so many times divided, the sadness she felt once, hardly knowing she felt it, to merely inhabit herself.
ve kız bu sonsuz anda hatırlıyor, bu bir çok kere bölünen şu ana dönüşmüş anda bir kez hissettiği üzüntüyü hissettiğini tam olarak anlamadan, sadece kendisini yaşamak için,
expressing sadness over the death of former us president ronald reagan, leaders from eastern europe and the ex-soviet union have praised him for helping bring down communism and changing the world.
eski abd başkanı ronald reagan'ın ölümünden duydukları üzüntüyü dile getiren doğu avrupa ve eski sovyetler birliği devletleri liderleri, komünizmin yıkılması ve dünyanın değiştirilmesindeki yardımlarından ötürü reagan'a övgüde bulundular.
for hundreds of years, the prevailing orthodoxy, the accepted truth, was that god the father, the creator, is unchanging and therefore by definition cannot feel pain or sadness.
yüzlerce yıl boyunca, ortodoksluğun hüküm sürdüğü dönemler boyu, kabul gören gerçek baba tanrı, yaratıcı, değişmeden kalmıştır ve bu sebeple de tanımlanmış şekliyle acı veya mutsuzluk hissedemez.
acknowledging that the recent failure of long efforts to reach a settlement has become "a source of sadness and confusion", annan said he believes cypriots would make further efforts towards a solution.
anlaşma yolunda uzun süredir harcanan çabaların yakın tarihte uğradığı başarısızlığın "üzüntü ve karmaşa kaynağı" haline geldiğini söyleyen annan, kıbrıs halkının çözüm yolunda çaba göstermeye devam edeceğine inandığını söyledi.