您搜索了: subsist (英语 - 土耳其语)

but the unbelievers revel and carouse and subsist like beasts, and hell will be their residence.
durakları ateş olduğu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.

in a number of villages, especially on the remote rhodep mountain, the inhabitants subsist mainly on goat yogurt.
rhode dağı başta olmak üzere bir çok köyün sakinleri temel olarak keçi yoğurduyla besleniyorlar.

gorazde's population is poor and households subsist mainly by farming and breeding cattle. [afp]
gorazde'nün nüfusu yoksul ve aileler daha çok çiftçilik ve hayvancılıkla geçiniyorlar. [afp]

mostly, the children are local roma and albanian children who subsist in poverty, but the number of roma from albania is on the rise.
bunların çoğu, yoksulluk için yaşayan yerli roman ve arnavut çocuklardan oluşuyor, ancak arnavutluk’tan gelen romanların sayısı giderek artıyor.

allah, (there is) no god but he, the everliving, the self-subsisting by whom all things subsist
allah ki, o'ndan başka tanrı yoktur, daima diri ve (yaratıklarını) koruyup yöneticidir.

they subsist almost entirely on donations from international organisations, one-off donations from the entity budgets, with almost no support from local communities.
bu sığınma evleri neredeyse tamamen uluslararası örgütlerden gelen bağışlarla, taraf bütçelerinden gelen tek seferlik bağışlarla ve neredeyse yerel toplumlardan hiçbir destek görmeden varlıklarını sürdürüyorlar.

verily god will admit those who believe and do the right into gardens with streams of water running by. but the unbelievers revel and carouse and subsist like beasts, and hell will be their residence.
muhakkak ki allah iman edip, makbul ve güzel işler yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir.kâfirler ise dünyada zevklerini yaşamak ister, hayvanlar gibi yerler. İşte onların barınağı ateştir.

allah is he besides whom there is no god, the everliving, the self-subsisting by whom all subsist; slumber does not overtake him nor sleep; whatever is in the heavens and whatever is in the earth is his; who is he that can intercede with him but by his permission?
allah, ki o'ndan başka tanrı yoktur, daima diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz.