Results for وولدت translation from Arabic to Turkish

. فحبلت بلهة وولدت ليعقوب ابنا
bilha hamile kalıp yakupa bir erkek çocuk doğurdu.

ثم حبلت ايضا وولدت ابنا ودعت اسمه أونان.
kadın yine hamile kaldı, bir erkek çocuk daha doğurdu, adını onan koydu.

وحبلت ايضا ليئة وولدت ابنا سادسا ليعقوب.
lea yine hamile kaldı ve yakupa altıncı oğlunu doğurdu.

فذهب واخذ جومر بنت دبلايم فحبلت وولدت له ابنا.
böylece hoşea gidip divlayimin kızı gomerle evlendi. kadın hamile kalıp kendisine bir oğul doğurdu.

فولدت عدا لعيسو أليفاز. وولدت بسمة رعوئيل.
Âda esava elifazı, basemat reueli,

وسمع الله لليئة فحبلت وولدت ليعقوب ابنا خامسا.
tanrı leanın duasını işitti. lea hamile kalıp yakupa beşinci oğlunu doğurdu.

واسم امرأة ابيشور ابيحايل وولدت له احبان وموليد.
avişurun avihayil adında bir karısı vardı; ona ahbanı ve moliti doğurdu.

وحبلت ايضا بلهة جارية راحيل وولدت ابنا ثانيا ليعقوب.
rahelin cariyesi bilha yine hamile kaldı ve yakupa ikinci bir oğul doğurdu.

فتوحّمت الغنم عند القضبان وولدت الغنم مخطّطات ورقطا وبلقا.
Çubukların önünde çiftleşince çizgili, noktalı, benekli yavrular doğuruyorlardı.

ودخل على امرأته فحبلت وولدت ابنا فدعا اسمه بريعة لان بلية كانت في بيته.
efrayim karısıyla yine yattı. kadın gebe kalıp bir oğul doğurdu. evinde talihsizlik var diye babası oğlana beria adını verdi.

فحبلت سارة وولدت لابراهيم ابنا في شيخوخته. في الوقت الذي تكلم الله عنه.
sara hamile kaldı; İbrahimin yaşlılık döneminde, tam tanrının belirttiği zamanda ona bir erkek çocuk doğurdu.

فاقتربت الى النبية فحبلت وولدت ابنا. فقال لي الرب ادعو اسمه مهير شلال حاش بز.
peygamber olan karım bundan bir süre sonra gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. rab bana, ‹‹adını ‹maher-Şalal-haş-baz› koy›› dedi,

وكان في مدار السنة ان حنّة حبلت وولدت ابنا ودعت اسمه صموئيل قائلة لاني من الرب سألته.
zamanı gelince hanna gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. ‹‹onu rabden diledim›› diyerek adını samuel koydu.

ان اعطاه سيده امرأة وولدت له بنين او بنات فالمرأة واولادها يكونون لسيده وهو يخرج وحده.
efendisi kendisine bir kadın verir ve o kadından çocukları olursa, kadın ve çocuklar efendisinde kalacak, yalnız kendisi gidecek.

ثم حبلت ايضا وولدت بنتا فقال له ادع اسمها لورحامة لاني لا اعود ارحم بيت اسرائيل ايضا بل انزعهم نزعا.
gomer yine hamile kaldı ve bir kız doğurdu. rab hoşeaya, ‹‹adını lo-ruhama koy›› dedi, ‹‹Çünkü artık İsrail soyuna acımayacağım, onları bağışlamayacağım.

وحبلت ايضا وولدت ابنا وقالت هذه المرة احمد الرب. لذلك دعت اسمه يهوذا. ثم توقفت عن الولادة
dördüncü kez hamile kaldı ve bir erkek çocuk daha doğurdu. ‹‹bu kez rab'be övgüler sunacağım›› dedi. onun için çocuğa yahuda adını verdi. bir süre doğum yapmadı.

فحبلت ليئة وولدت ابنا ودعت اسمه رأوبين. لانها قالت ان الرب قد نظر الى مذّلتي. انه الآن يحبني رجلي.
lea hamile kalıp bir erkek çocuk doğurdu. adını ruben koydu. ‹‹Çünkü rab mutsuzluğumu gördü›› dedi, ‹‹kuşkusuz artık kocam beni sever.››

وحبلت ايضا وولدت ابنا. وقالت الآن هذه المرة يقترن بي رجلي. لاني ولدت له ثلاثة بنين. لذلك دعي اسمه لاوي.
Üçüncü kez hamile kalıp bir daha erkek çocuk doğurdu. ‹‹artık kocam bana bağlanacak›› dedi, ‹‹Çünkü ona üç erkek çocuk doğurdum.›› onun için çocuğa levi adı verildi.

« لا تحل » بالتاء وبالياء « لك النساء من بعد » التسع اللاتي اخترنك « ولا أن تبدل » بترك إحدى التاءين في الأصل « بهن من أزواج » بأن تطلقهن أو بعضهن وتنكح بدل من طلقت « ولو أعجبك حسنهن إلا ما ملكت يمينك » من الإماء فتحل لك وقد ملك صلى الله عليه وسلم بعدهن مارية وولدت له إبراهيم ومات في حياته « وكان الله على شيءٍ رقيبا » حفيظا .
bundan başka kadınlar sana helâl olmaz . bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz .