Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
roads are poor, which is impeding rescue efforts.
ancak bozuk yollar, kurtarma çabalarının aksamasına yol açıyor.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
parliament member erion brace says the government is impeding the investigation.
milletvekili erion brace, hükümetin soruşturmayı engellediğini söylüyor.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
he added, however, that poverty and high unemployment are impeding development.
ancak klein, yoksulluk ve yüksek iÅsizlik oranının kalkınmayı yavaÅlattıÄını söyledi.
Last Update: 2012-04-07
Usage Frequency: 1
Quality:
economic stagnation in the eu fuels protectionist tendencies, impeding a successful outcome to the doha trade round.
ab'deki ekonomik durgunluk, korumacı eğilimleri korukluyor ve doha ticaret surecinden başarılı sonuç alınmasını engelliyor.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 2
Quality:
despite provisionally making the top ten, david coulthard was penalised for impeding heikki kovalainen and demoted to thirteenth.
david coulthard, heikki kovalainen'i 2. sıralama seansında bloke ettiği için 3. sıralamalara katılmadı.
Last Update: 2016-03-03
Usage Frequency: 1
Quality:
it cites ineffective law enforcement and failure to protect the human rights of victims as two of the key factors impeding progress.
raporda, bu alandaki ilerlemenin önünü tıkayan iki ana unsur olarak, yasaların uygulanmasında etkisiz kalınması ve mağdurların insan haklarının korunamaması sıralanıyor.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
i mean, it just -- it just -- untangled a thing that was really impeding technology from being developed.
demek istediğim teknolojinin ilerlemesini engelleyen neyse, ortadan kaldırılmış oldu.
Last Update: 2015-10-13
Usage Frequency: 1
Quality:
serbs, however, continue to respond with demonstrations and roadblocks, impeding access to all roads leading to the border points.
ancak sırplar, harekete gösteriler ve yol barikatlarıyla tepki vermeye devam ederek, sınır kapılarına giden bütün yollara erişimi aksatıyorlar.
Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:
force majeure considered as all circumstances preventing and impeding the fulfillment of the obligations undertaken by the parties according to the contract and not be avoided in any way possible by the parties.
mücbir sebep – taraflar tarafından olası herhangi bir şekilde önlenemeyen ve tarafların sözleşme üzere taahhüt ettikleri yükümlülüklerin yerine getirilmesine mani olan veya tamamen engelleyen tüm hallar olarak değerlendirilmektedir.
environmental c l cha h all en ge llenges in a g s in a glo lob a bal context l context about an impeding global energy crisis due to rising long-term demand.
Çok uluslu şirketler gibi özel sektör manzarayı değiştirmektedir ( talep nedeniyle, bir küresel enerji krizi konusunda tekrar tekrar uyarıda bulunmaktadır.
dodik, who has often challenged the authority of the top international envoy in bih, blamed high representative valentin inzko for the stalled reform process and for impeding its eu integration progress.
bh'deki en üst düzey uluslararası temsilci olan yüksek temsilci valentin inzko'nun yetkisine sık sık meydan okuyan dodik, reform sürecinin sekteye uğramasının ve ülkenin ab ile ortaklık sürecinin önünün kapatılmasının sorumlusunun inzko olduğunu söyledi.
among the other factors impeding sustainable returns are the lack of jobs and economic opportunities and the persistent lack of access to basic infrastructures, such as electricity and water supply, in some refugee return areas.
dönüşlerin sürekliliğini engelleyen diğer faktörler arasında iş ve ekonomik fırsat eksikliği ve bazı mülteci bölgelerinde elektrik ve su gibi temel altyapı olanaklarına sürekli erişimin olmaması yer alıyor.
according to officials, the grey economy accounts for a considerable portion of gdp and is impeding the country's growth and development, as well as robbing the state budget of needed revenues.
yetkililere göre, gri ekonomi gsyİh'nın önemli bir bölümünü oluşturuyor ve ülkenin büyüme ve kalkınmasını engellemenin yanı sıra ihtiyaç duyulan gelirleri devlet bütçesinden çalıyor.
borisov responded immediately. he reminded the president that there were 11 missing reports, not one, that shed light on the criminal circles impeding the functioning of the state and urged him not to interfere in the prosecution's work.
parvanov’un eleştirilerine yanıt vermekte gecikmeyen borisov, cumhurbaşkanına, suç çevrelerinin devletin işleyişine engel olduğu iddialarına ışık tutan kayıp raporların sayısının bir değil 11 olduğunu hatırlattı ve kendisinden, savcılığın çalışmalarına müdahale etmemesini istedi.
"i would hope the members of the council can give a strong lead to all states to co-operate both bilaterally and in international bodies to eliminate unnecessary restrictions and barriers that have the effect of isolating the turkish cypriots and impeding their development," reuters quoted the un chief as saying.
reuters'in aktardığı sözlerinde bm başkanı şunları söyledi: "konsey üyelerinin gerek ikili gerekse uluslararası bağlamda bütün devletlere, kıbrıs türklerini yalnızlığa iten ve kalkınmalarını engelleyen gereksiz kısıtlama ve engellerin ortadan kaldırılması yönünde işbirliği yapmaları için güçlü bir liderlik göstermelerini umuyorum."