검색어: impeding (영어 - 터키어)

컴퓨터 번역

인적 번역의 예문에서 번역 방법 학습 시도.

English

Turkish

정보

English

impeding

Turkish

 

부터: 기계 번역
더 나은 번역 제안
품질:

인적 기여

전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.

번역 추가

영어

터키어

정보

영어

roads are poor, which is impeding rescue efforts.

터키어

ancak bozuk yollar, kurtarma çabalarının aksamasına yol açıyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

영어

parliament member erion brace says the government is impeding the investigation.

터키어

milletvekili erion brace, hükümetin soruşturmayı engellediğini söylüyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

영어

he added, however, that poverty and high unemployment are impeding development.

터키어

ancak klein, yoksulluk ve yüksek işsizlik oranının kalkınmayı yavaşlattığını söyledi.

마지막 업데이트: 2012-04-07
사용 빈도: 1
품질:

영어

economic stagnation in the eu fuels protectionist tendencies, impeding a successful outcome to the doha trade round.

터키어

ab'deki ekonomik durgunluk, korumacı eğilimleri korukluyor ve doha ticaret surecinden başarılı sonuç alınmasını engelliyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 2
품질:

영어

despite provisionally making the top ten, david coulthard was penalised for impeding heikki kovalainen and demoted to thirteenth.

터키어

david coulthard, heikki kovalainen'i 2. sıralama seansında bloke ettiği için 3. sıralamalara katılmadı.

마지막 업데이트: 2016-03-03
사용 빈도: 1
품질:

영어

it cites ineffective law enforcement and failure to protect the human rights of victims as two of the key factors impeding progress.

터키어

raporda, bu alandaki ilerlemenin önünü tıkayan iki ana unsur olarak, yasaların uygulanmasında etkisiz kalınması ve mağdurların insan haklarının korunamaması sıralanıyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

영어

i mean, it just -- it just -- untangled a thing that was really impeding technology from being developed.

터키어

demek istediğim teknolojinin ilerlemesini engelleyen neyse, ortadan kaldırılmış oldu.

마지막 업데이트: 2015-10-13
사용 빈도: 1
품질:

영어

serbs, however, continue to respond with demonstrations and roadblocks, impeding access to all roads leading to the border points.

터키어

ancak sırplar, harekete gösteriler ve yol barikatlarıyla tepki vermeye devam ederek, sınır kapılarına giden bütün yollara erişimi aksatıyorlar.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

영어

force majeure considered as all circumstances preventing and impeding the fulfillment of the obligations undertaken by the parties according to the contract and not be avoided in any way possible by the parties.

터키어

mücbir sebep – taraflar tarafından olası herhangi bir şekilde önlenemeyen ve tarafların sözleşme üzere taahhüt ettikleri yükümlülüklerin yerine getirilmesine mani olan veya tamamen engelleyen tüm hallar olarak değerlendirilmektedir.

마지막 업데이트: 2019-02-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

environmental c l cha h all en ge llenges in a g s in a glo lob a bal context l context about an impeding global energy crisis due to rising long-term demand.

터키어

Çok uluslu şirketler gibi özel sektör manzarayı değiştirmektedir ( talep nedeniyle, bir küresel enerji krizi konusunda tekrar tekrar uyarıda bulunmaktadır.

마지막 업데이트: 2014-02-06
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

dodik, who has often challenged the authority of the top international envoy in bih, blamed high representative valentin inzko for the stalled reform process and for impeding its eu integration progress.

터키어

bh'deki en üst düzey uluslararası temsilci olan yüksek temsilci valentin inzko'nun yetkisine sık sık meydan okuyan dodik, reform sürecinin sekteye uğramasının ve ülkenin ab ile ortaklık sürecinin önünün kapatılmasının sorumlusunun inzko olduğunu söyledi.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

among the other factors impeding sustainable returns are the lack of jobs and economic opportunities and the persistent lack of access to basic infrastructures, such as electricity and water supply, in some refugee return areas.

터키어

dönüşlerin sürekliliğini engelleyen diğer faktörler arasında iş ve ekonomik fırsat eksikliği ve bazı mülteci bölgelerinde elektrik ve su gibi temel altyapı olanaklarına sürekli erişimin olmaması yer alıyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

according to officials, the grey economy accounts for a considerable portion of gdp and is impeding the country's growth and development, as well as robbing the state budget of needed revenues.

터키어

yetkililere göre, gri ekonomi gsyİh'nın önemli bir bölümünü oluşturuyor ve ülkenin büyüme ve kalkınmasını engellemenin yanı sıra ihtiyaç duyulan gelirleri devlet bütçesinden çalıyor.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

borisov responded immediately. he reminded the president that there were 11 missing reports, not one, that shed light on the criminal circles impeding the functioning of the state and urged him not to interfere in the prosecution's work.

터키어

parvanov’un eleştirilerine yanıt vermekte gecikmeyen borisov, cumhurbaşkanına, suç çevrelerinin devletin işleyişine engel olduğu iddialarına ışık tutan kayıp raporların sayısının bir değil 11 olduğunu hatırlattı ve kendisinden, savcılığın çalışmalarına müdahale etmemesini istedi.

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta

영어

"i would hope the members of the council can give a strong lead to all states to co-operate both bilaterally and in international bodies to eliminate unnecessary restrictions and barriers that have the effect of isolating the turkish cypriots and impeding their development," reuters quoted the un chief as saying.

터키어

reuters'in aktardığı sözlerinde bm başkanı şunları söyledi: "konsey üyelerinin gerek ikili gerekse uluslararası bağlamda bütün devletlere, kıbrıs türklerini yalnızlığa iten ve kalkınmalarını engelleyen gereksiz kısıtlama ve engellerin ortadan kaldırılması yönünde işbirliği yapmaları için güçlü bir liderlik göstermelerini umuyorum."

마지막 업데이트: 2016-01-20
사용 빈도: 1
품질:

추천인: Alpaycanta
경고: 보이지 않는 HTML 형식이 포함되어 있습니다

인적 기여로
7,763,299,397 더 나은 번역을 얻을 수 있습니다

사용자가 도움을 필요로 합니다:



당사는 사용자 경험을 향상시키기 위해 쿠키를 사용합니다. 귀하께서 본 사이트를 계속 방문하시는 것은 당사의 쿠키 사용에 동의하시는 것으로 간주됩니다. 자세히 보기. 확인