Results for occidente translation from Italian to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Italian

Turkish

Info

Italian

occidente

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Italian

Turkish

Info

Italian

ad allah appartengono l'oriente e l'occidente.

Turkish

bununla beraber, doğu da allah'ın, batı da allah'ındır.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

salmo. di asaf. convoca la terra da oriente a occidente

Turkish

yeryüzünün tümüne sesleniyor.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

per la parte posteriore della dimora, verso occidente, fece sei assi

Turkish

konutun batıya bakacak arka tarafı için altı çerçeve yaptı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

le famiglie dei ghersoniti avevano il campo dietro la dimora, a occidente

Turkish

gerşon boyları batıda konutun arkasında konaklayacaktı.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

della sua fine stupirà l'occidente e l'oriente ne prenderà orrore

Turkish

doğudakiler dehşet içinde bakacak.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

al parbàr a occidente, ce n'erano quattro per la strada e due per il parbàr

Turkish

batı kapısına bakan avlu içinse, yolda dört, avluda iki nöbetçi bekliyordu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

navi enormi solcano i mari ogni giorno trasportando in occidente i beni provenienti dai mercati asiatici emergenti.

Turkish

her gün dev gemiler açık denizleri arşınlamakta ve asya’daki yeni ortaya çıkan pazarlardan batı’ya mal taşımaktadır.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

sul lato verso occidente vi erano cinquanta cubiti di tendaggi, con le relative dieci colonne e le dieci basi

Turkish

avlunun batı tarafı için elli arşın boyunda perde, on direk, on taban yapıldı. direklerin çengelleriyle çemberleri gümüştü.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

come la folgore viene da oriente e brilla fino a occidente, così sarà la venuta del figlio dell'uomo

Turkish

Çünkü İnsanoğlunun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

e abramo: “allah fa sorgere il sole da oriente, fallo nascere da occidente”.

Turkish

(o zaman) İbrahim: "Şüphe yok, allah güneş'i doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Warning: Contains invisible HTML formatting

Italian

seguiranno il signore ed egli ruggirà come un leone: quando ruggirà, accorreranno i suoi figli dall'occidente

Turkish

o kükreyince titreyerek gelecek çocukları batıdan.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

ad allah appartengono l'oriente e l'occidente. ovunque vi volgiate, ivi è il volto di allah.

Turkish

doğu da batı da allah'ındır, nereye dönerseniz allah'ın yönü orasıdır.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

ecco, questi vengono da lontano, ed ecco, quelli vengono da mezzogiorno e da occidente e quelli dalla regione di assuan»

Turkish

kimi kuzeyden, kimi batıdan, kimi de sinimden gelecek.››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

il lato meridionale cominciava all'estremità di kiriat-iearim. il confine piegava verso occidente fino alla fonte delle acque di neftoach

Turkish

güney tarafı kiryat-yearimin batı varoşlarından başlıyorfı, neftoah sularının kaynağına uzanıyordu.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

quando giunse all'[estremo] occidente, vide il sole che tramontava in una sorgente ribollente e nei pressi c'era un popolo.

Turkish

nihayet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneş, kara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

così dice il signore degli eserciti: «ecco, io salvo il mio popolo dalla terra d'oriente e d'occidente

Turkish

‹‹halkımı doğudaki, batıdaki ülkelerden kurtarıp geri getireceğim. yeruşalimde yaşayacak, halkım olacaklar; ben de onların sadık ve adil tanrısı olacağım.›› böyle diyor her Şeye egemen rab.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

di': “ad allah appartiene l'oriente e l'occidente, egli guida chi vuole sulla retta via”.

Turkish

de ki: "doğu da allah'ın, batı da. o, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar."

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Warning: Contains invisible HTML formatting

Italian

disse [mosè]: “[È] il signore dell'oriente e dell'occidente, e di ciò che vi è frammezzo, se solo lo capiste”.

Turkish

"eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, o, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de rabbidir" dedi (musa).

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Warning: Contains invisible HTML formatting

Get a better translation with
7,740,840,935 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK