Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
gittiğiniz her yerde göklerin egemenliğinin yaklaştığını duyurun.
e strada facendo, predicate che il regno dei cieli è vicino
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
bir dizinin kota sınırına yaklaştığını kullanıcıya bildirme eşik değeri.
la soglia superata la quale si deve avvisare l' utente che una cartella è vicina al suo limite di quota.
Last Update: 2011-10-23
Usage Frequency: 1
Quality:
akşamüzeri düşünmek için tarlaya gitti. başını kaldırdığında develerin yaklaştığını gördü.
isacco uscì sul fare della sera per svagarsi in campagna e, alzando gli occhi, vide venire i cammelli
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
bekçi kılıcın ülkenin üzerine yaklaştığını görüp halkı uyarmak için boru çaldığı zaman;
e questa, vedendo sopraggiungere la spada sul paese, suona la tromba e dà l'allarme al popolo
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
gerçekten o, (İsâ'nın yere inişi) kıyâmetin yaklaştığını gösteren bir bilgidir.
egli è un annuncio dell'ora.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
azabın yaklaştığını gördüler mi kafir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.
quando la vedranno da vicino, saranno stravolti i visi dei miscredenti e sarà detto loro: “ecco ciò che vi ostinavate a chiedere!”.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
Öğrenciler üç mil kadar kürek çektikten sonra, İsanın gölün üstünde yürüyerek tekneye yaklaştığını görünce korktular.
dopo aver remato circa tre o quattro miglia, videro gesù che camminava sul mare e si avvicinava alla barca, ed ebbero paura
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim.
senza disertare le nostre riunioni, come alcuni hanno l'abitudine di fare, ma invece esortandoci a vicenda; tanto più che potete vedere come il giorno si avvicina
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹simun, tanrının öteki uluslardan kendine ait olacak bir halk çıkarmak amacıyla onlara ilk kez nasıl yaklaştığını anlatmıştır.
«fratelli, ascoltatemi. simone ha riferito come fin da principio dio ha voluto scegliere tra i pagani un popolo per consacrarlo al suo nome
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
onun gökten inmesi, kıyametin yaklaştığını bildirir, sakın kıyamet hakkında şüpheye düşmeyin ve uyun bana; budur doğru yol.
egli è un annuncio dell'ora. non dubitatene e seguitemi, questa è la retta via.
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:
rab tanrı musanın yaklaştığını görünce, çalının içinden, ‹‹musa, musa!›› diye seslendi. musa, ‹‹buyur!›› diye yanıtladı.
il signore vide che si era avvicinato per vedere e dio lo chiamò dal roveto e disse: «mosè, mosè!». rispose: «eccomi!»
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.
eccetto che con le loro spose e con le schiave che possiedono - e in questo non sono biasimevoli,
Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality: