Usted buscó: abundancia (Español - Turco)

abundancia: %1%
bolluk:% 1%

te hemos dado la abundancia.
(resulum!) kuşkusuz biz sana kevser'i verdik.

nosotros hemos derramado el agua en abundancia;!
biz o suyu bol bol döktük.

es mejor lo poco con justicia que gran abundancia sin derecho
haksızlıkla kazanılan büyük gelirden iyidir.

si se separan, alá enriquecerá a cada uno con su abundancia.
ayrılırlarsa, allah her birini nimetinin genişliğiyle yoksulluktan kurtarır, allah her şeyi kaplayandır.

porque abundancia de días y años de vida y bienestar te aumentarán
yaşam yıllarını, esenliğini artıracaktır.

coronas el año con tus bondades, y tus recorridos fluyen abundancia
arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,

el cual destilan las nubes y chorrean en abundancia sobre los hombres
İnsanların üzerine bol yağmur yağdırır.

pero los mansos heredarán la tierra y se deleitarán por la abundancia de paz
derin bir huzurun zevkini tadacak.

ha traído paz a tu territorio, y te ha saciado con abundancia de trigo
seni en iyi buğdayla doyurur.

los pastizales del desierto fluyen abundancia, y las colinas se ciñen de alegría
tepeler sevince bürünür,

así tus graneros estarán llenos con abundancia, y tus lagares rebosarán de vino nuevo
teknelerin yeni şarapla dolup taşar.

de una fuente de la que beberán los siervos de alá y que harán manar en abundancia.
(bu,) allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.

si se separan, alá enriquecerá a cada uno con su abundancia. alá es inmenso, sabio.
eğer (eşler) birbirinden ayrılırsa allah, bol nimetinden her birini zenginleştirir (diğerine muhtaç olmaktan kurtarır); allah'ın lütfu geniş, hikmeti büyüktür.

a unos y a otros, a todos, les concederemos en abundancia de los dones de tu señor.
hepsine onlara da, onlara da (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de, mü'minlere de, kafirlere de) rabbinin vergisiden uzatırız.

las áreas agrarias disminuyen pero su gestión se intensifica mientras que los pastizales con gran abundancia de especies están en retroceso
tarım arazileri azalmakta, ancak yönetim yoğunlaşmaktadır: canlı türleri açısından zengin otsu alanlar azalmaktadır

colmaré de abundancia el alma del sacerdote, y mi pueblo se saciará de mi bondad", dice jehovah
halkım iyiliklerimle doyacak›› diyor rab.

--¿no ha de tener respuesta tal abundancia de palabras? ¿habrá de salir justificado el charlatán
Çok konuşan haklı mı sayılsın?

amad a jehovah, todos vosotros sus santos. a los fieles guarda jehovah, pero retribuye en abundancia al que actúa con soberbia
büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir.

pero después de ellos vendrán siete años de hambre. toda la abundancia anterior será olvidada en la tierra de egipto. el hambre consumirá la tierra
sonra yedi yıl öyle bir kıtlık olacak ki, bolluk yılları hiç anımsanmayacak. Çünkü kıtlık ülkeyi kasıp kavuracak.