Usted buscó: fincan (Turco - Croata)

fincan
šalica

geleneğe göre, türk kahvesini bitirdikten sonra, fincan ters çevriliyor ve telveden kişinin falı okunuyor.
prema tradiciji, nakon ispijanja turske kave, šalica se prevrće i sudbina se čita iz taloga kave.

gölgeli bahçede bir fincan çay içtikten sonra, kentin size sunacaklarını görmek için arnavut kaldırımlı sokaklara çıkın.
nakon šalice kave u hladu vrta, krenite popločanim ulicama kako biste vidjeli što grad ima za ponuditi.

kafeler hafta sonlarında çoğunlukla bir fincan kahve veya serinletici bir birra peja -yerel bira markası- keyfi sürmek isteyenlerin uğrak yeri oluyorlar.
kafe ima stabilan priljev gostiju tijekom vikenda, uglavnom onih koji žele šalicu kave ili osvježavajućeg lokalnog piva peja.

gemi dümeni şeklinde bir saat, kararmış gümüş bir fincan ve acayip bir afrika kökenli ahşap sanat eserinin yanındaki masanın üstüne, bir sıra tahta ayakkabı kalıbının altına atılmış, birisinin geçmişini anımsatan solmuş siyah beyaz bir fotoğrafta, 1950'lerden bir arabanın yanında duran takım elbise ve fiyonklu bir adam görülüyor.
muškarac u odijelu i leptir-kravati stoji pored automobila iz 1950-ih godina na izblijedjeloj crno-bijeloj fotografiji, ostavštini iz nečije prošlosti, bačenoj na stol ispod niza drvenih kalupa za cipele, pored sata napravljenog od brodskog kormila, potamnjene srebrne šalice i neobičnog drvenog komada afričke umjetnosti.