Results for véritables translation from French to Turkish

graphisme inspiré des véritables tuiles du mahjongg japonaisname
name

les oeuvres de ses mains sont fidélité et justice; toutes ses ordonnances sont véritables,
bütün koşulları güvenilirdir;

certes, ce sont eux les véritables corrupteurs, mais ils ne s'en rendent pas compte.
bilin ki onlardır fesatçılar ama anlamazlar.

si donc vous n`avez pas été fidèle dans les richesses injustes, qui vous confiera les véritables?
dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder?

si func doit travailler avec les véritables valeurs du tableau, spécifiez que le premier paramètre de func doit être passé par référence.
then any changes made to those elements will be made in the array itself.

même si yahoo, google et msn ont récemment annoncé entendre réduire les délais de rétention des données, on peut douter de leurs véritables intentions.
son zamanlarda yahoo, google ve msn tarafından, verilerin tutulma süresinin azaltılacağı yönünde duyurular yapılmış olmakla birlikte, gerçek niyetleri şüphelidir.

la plupart des pays font désormais état d’une production locale, allant de quelques plants cultivés pour usage personnel à des véritables plantations destinées à des fins commerciales.
avrupa’ya kokain kaçakçılığıyla mücadeleye yönelik çabalar; yasaklama faaliyetlerinin koordinasyonunda ve Üye devletler arasında istihbarat paylaşımında önemli bir rol oynayan lizbon’daki deniz analizi ve operasyon merkezi – narkotik maddeleri (maoc-n) kurumu tarafından desteklenmiştir.

parce que ses jugements sont véritables et justes; car il a jugé la grande prostituée qui corrompait la terre par son impudicité, et il a vengé le sang de ses serviteurs en le redemandant de sa main.
Çünkü onun yargıları doğru ve adildir. yeryüzünü fuhşuyla yozlaştıran büyük fahişeyi yargılayıp kendi kullarının kanının öcünü aldı.››

cela nous amène finalement à la question de l’efficacité et de la rationalisation: les gouvernements dépensent-ils judicieusement leur argent pour résoudre les véritables problèmes?
sonuçta bu durum etkinlik ve verimlilik sorusunu getirmektedir: hükümetler paralarını doğru sorunlar için akıllıca harcamakta mıdır?

et celui qui était assis sur le trône dit: voici, je fais toutes choses nouvelles. et il dit: Écris; car ces paroles sont certaines et véritables.
tahtta oturan, ‹‹İşte her şeyi yeniliyorum›› dedi. sonra, ‹‹yaz!›› diye ekledi, ‹‹Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.››

il n'existe qu'une seule véritable solution à ce problème : ne pas conserver de données, ou les effacer rapidement.
bu sorunun yegâne gerçek çözümü, bilgilerin kaydedilmemesi veya kısa süre içinde silinmesidir.