Sie suchten nach: reise (Deutsch - Türkisch)

reise
seyahat

ich reise alleine.
yalnız geziyorum.

l3a eine reise mit dem zug
l3a trenle bir yolculuk

diese reise kostet viel geld.
bu yolculuk çok fazla para gerektirir.

willkommen an bord zu einer aufregenden reise!
bu heyecanlı gezide güverteye hoş geldiniz.

jedoch erschien ihnen die beschwerliche reise zu weit.
ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi.

ihrer verbindung der reise vom winter und vom sommer,
evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için,

ihre vereinigung während der reise des winters und des sommers.
evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için,

daß er sie zusammenbringt für die reise des winters und des sommers,
evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için,

heutzutage werden alle möglichen arten von abfall auf die reise geschickt.
bu sözleşmede yer alan yasaklamalar, bunu küresel olarak yürürlüğe sokacak kadar yeterli ülke tarafından imzalanmamıştır.

ginge es um nahe güter oder eine mäßige reise, würden sie dir folgen.
eğer o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni izleyeceklerdi.

wir haben ja auf dieser unserer reise (viel) mühsal erlitten.»
bu yolculuğumuz bizi gerçekten yordu," dedi.

wir haben ja durch diese unsere reise (viel) mühsal erlitten."
bu yolculuğumuz bizi gerçekten yordu," dedi.

sprich: "vergnügt euch eine weile, dann aber endet eure reise im feuer."
de ki: "(Şimdilik) eğlenin, gideceğiniz yer ateştir!"

sie aber sagten: "unser herr, vergrößere die entfernungen zwischen unseren reise(abschnitte)n."
ama onlar, tutup şöyle dediler: "rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!"

reis
pirinç