Sie suchten nach: wein (Deutsch - Türkisch)

wein
Şarap

ich habe wein.
Şarabım var.

wein-sammlung
Şarap koleksiyonu

ich trank wein.
Şarap içtim.

neue & wein-sammlung
yeni & Şarap koleksiyonu

ich habe wein getrunken.
Şarap içtim.

ich trinke keinen wein.
Şarap içmem.

eine neue wein-sammlung erstellen
yeni şarap koleksiyonu yarat

hurerei, wein und most machen toll.
‹‹zina, yeni ve eski şarap insanın aklını başından alır.

sie fragen dich nach dem wein und dem glücksspiel.
ey muhammed! sana şarap ve kumardan soruyorlar.

und ihnen wird wein aus einer quelle serviert,
baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.

wo man beim wein liegt und kommt, auszusaufen, was eingeschenkt ist.
karışık şarapları denemeye gidenlerdir.

gewiß, die gütigen trinken vom wein, der mit kampfer vermischt ist,
kuşkusuz iyiler de karışımı kâfûr olan dolgun bir kadehten içerler.

der eine von ihnen sagte: "ich sah mich wein auspressen."
bir tanesi dedi ki: "rüyada gördüm, şarap sıkıyordum."

weder enthält er (der wein) betäubendes, noch werden sie trunken sein.
naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından ikram edilir.

weinen
ağlamak